İnternetten alıntı olarak alıp düzenlediğim bir yazıyı paylaşmak istiyorum. Bu yazıda Atmosfer ve yine Van Allen kuşakları gibi dünyamızda kompleks hayatın varolup yaşayabilmesi için olmazsa olmaz sistemlerden çok kısa bahsedilmektedir. Aslında buna benzer yazıları her zaman kolaylıkla bulabilirsiniz anca bu yazılarda yapılan bir hata yada en azından benim bakış açımdan yanlış olduğunu düşündüğüm bir problem varolmaktadır. Sistem anlatılırken yazı o kadar sistemin detayı ve özelliklerine boğulmaktadır ki asli amacı olan mühendisi, proje sahibi bilgilerin gölgesinde kalmaktadır. Bu durumun iki büyük soruna yol açtığını hatırlatmalıyım;
1- Yazı teknik detaya boğuldukça okuyucu sıkılıyor ve alması gereken öğüt yada ibreti alamadan sayfayı terk ediyor.
2- Teknik detaylar sistemin sahibi mühendisi ve proje sahibini gölgede bırakıyor.
Bunların ikincisi çok daha büyük bir problemdir ancak ikiside problemdir. Size içerisinde çalışma masası, bilgisayarı, play stationu, kuş tüyünden yatağı odaya özel banyo ve tuvaleti birbirinden şık halıları ve oda süslerini sağlayan anne babanızın adını zikredip onlara ve fedakarlıklarına mı teşekkür edersiniz yoksa halının renginin ne kadar güzel ve yatağın ne kadar rahat olduğundan mı bahsedip durursunuz? Tabiki bu ikinci seçeneği yapmanız ciddi manada mantıksız bir iş olacaktır. Size bunu sağlayan anne babanıza ne kadar özenli, güzel ve fedakarca hazırlanmış oda nedeniyle teşekkürlerinizi sunar minnettarlığınızı dile getirirsiniz.
Yaratılışı ile ilgili Allahın ibret olarak yarattığı detaylara da bu gözle bakılmalıdır. Yani ”Bunlar ne kadar güzel, bunlar harikaymış, vay canına” gibi kuru ifadeler yerine bir kere bu detayları anlayabileceğimiz bir şekilde yaratan ve tüm bunlar ile bize yeryüzünü emir altına alma imkanı veren Allahın varlığı ile ilgili kanıtlara bir şiir yada güzel bir romanı okuyor gibi yaklaşılmamalı ve bu nimetler üzerinde derin derin düşünmeliyiz. En önemlisi tüm bunların Allahın birer nimeti olduğunu ve sebepsiz yere yaratılmadığını hatırlamalıyız.
Biz, bir ‘oyun ve oyalanma konusu’ olsun diye göğü, yeri ve ikisi arasında bulunanları yaratmadık. Enbiya 16
Yüce Yaratıcımız Allahı Keşfetmek İsteyenlere Bir Başka İbret Vesikası-Dünyanın Korunmuş Tavanı
“Ve gökyüzünü korunmuş bir tavan yaptık. Onlar ise bunun ayetlerinden yüz çeviriyorlar.” (Enbiya 32) Kur’an bu ayet ile gökyüzünün korunmuş bir tavan olduğundan bahsetmektedir. Korunmuş tavan ifadesi kuranda bunun koruyucu bir kalkan görevi ifa ettiğini açıklamak içindir. Peki bu kalkan nedir ve nasıl çalışır ?
Atmosferimiz dünyamızı çepeçevre kuşatan, gözle görmediğimiz çeşitli gazlardan oluşmuş, 10 bin km varan kalınlıkta, gaz okyanusudur. Gelin atmosferin özelliklerine birlikte bakalım;
1- Atmosferimiz bizi meteor ve göktaşlarına karşı korur
Uzay’dan dünyamıza hemen her gün irili ufaklı binlerce meteor düşmektedir. Atmosferimiz bu meteor bombardımanına karşı şeffaf yapısına rağmen adeta çelikten bir set gibi karşı koymaktadır. Atmosfer’in bu özelliği olmasaydı Dünyada kompleks hayattan bahsedemezdik. Yeryüzü ise delik deşik olurdu. Bunun bir örneğine uydumuz Ay’ı keşfimiz hızlandıkça vakıf olmuşuzdur. Sağanak halinde yağan taşlar Ay yüzeyine çarpmış, büyük olanları ise Ay’ın kabuğunun içine de girerek derin çukurlar oluşturmuştur. Meteorlar Atmosfer’deki moleküllere büyük bir hızla çarpmakta, yüksek bir sıcaklık kazanıp buharlaşmakta ve toz parçalarına dönüşerek kaybolmaktadır.
2- Güneşten gelen zararlı ışımaları filtre eder;
Atmosfer aynı zamanda Güneş’ten gelen zararlı ışınları da filtre eder. Canlılar için öldürücü etki yapan mor ötesi ışınları tutar. Eğer atmosferin Ozon tabakası olmasaydı, Güneş’ten gelen zararlı ışınlar filtre edilmeyecek ve dünyadaki hayat yok olacaktı. Bu noktada insan Kuran ayetinde geçen ifadenin öylece basit bir ifade olmadığını daha iyi idrak edebilmektedir. Gökyüzünün bu özelliklerini belirten bir ayet kesinlikle o dönemin astronomi şartlarında söylenebilecek bir ifade değildir ancak kuranda çok net bir biçimde bu ifade yer almaktadır. Çok etkileyici…
3- Uzayın Soğuk Cehenneminden bizi Koruma Özelliği;
Uzay’daki ısı ortalama –270 derecedir. Dünya’mız Uzay’ın bu dondurucu soğuğundan yine Atmosfer sayesinde korunur. Atmosfer sahip olduğu özellikler sayesinde Güneş’ten gelen enerjinin çabucak gök boşluğuna geri dönmesini engellemektedir. Ayrıca atmosferin bu noktada bu ışınları homojen yada homojene yakın bir kabiliyette dağıttığından da bahsetmeliyiz.
Atmosfer, içerisinde oluşan hava hareketlerine bağlı olarak yeryüzünde sıcaklığın dengeli dağılmasını sağlar. Bu yolla çok ısınan yerlerdeki hava kütleleri, az ısınan yerlere taşınır ve bir denge kurulur. Böylece sürekli ısınan Ekvator ve çevresinde sıcaklıkların aşırı yükselmesi, devamlı sıcaklık kaybına uğrayan kutup çevrelerinin ise aşırı soğuması önlenmiş olur. Kısacası Uzay’ın öldürücü ısıdaki soğuğundan korunmamızdan, Dünya’daki yaşanılabilen ısının sağlanmasına kadar tüm oluşumlar, Allah’ın, Atmosfer’i tüm detaylarıyla mükemmel şekilde yaratması sayesinde mümkün olmuştur.
Dünya’yı zararlı etkilerden koruyan yalnızca atmosfer değildir. Atmosferin yanı sıra “Van Allen Kuşakları” denilen ve Dünya’nın manyetik alanından kaynaklanan bir tabaka da gezegenimize gelen zararlı ışınlara karşı bir kalkan görevi görür.
Van Allen Kuşakları olmasaydı Dünya’daki hayat mümkün olmayacaktı. Güneş dışındaki yıldızlardan gelen öldürücü kozmik ışınlar, Dünya’nın etrafındaki bu koruyucu kalkanı geçememektedir. Söz konusu plazma bulutları Hiroşima’ya atılan atom bombasının 100 milyar katına ulaşan değerlere ulaşabilmektedir.
Güneş’ten Dünya’mıza ısı ve ışık dışında, radyasyon ve hızı saniyede 1,5 milyar km.ye varan proton ve elektronlardan oluşan bir rüzgâr gelir. Fakat Güneş rüzgârları da Dünya’nın 40 bin mil uzağında manyetik halkalar çizen Van Allen kuşaklarını geçemez. Bizler, hayatımızı tehdit eden tüm bu tehlikelere karşı hiçbir zarar görmeden yaşamımızı sürdürürüz.
Yalnız şunu unutmayalım ki, atmosferin tabakalarından, Van Allen kuşaklarına kadar her şey Allah’ın i şaa ettiği sistemdir. Hakiki tesir sahibi sadece Allah’tır. Bizi anlatılan tehlikelerden koruyan da onlar değil, bizzat Allah’tır. Onlar sadece Allah’ın kudret ve azametine birer perdedir ve basit bir sebeptir. Anlatılan bütün bilgilere bu nazarla bakmak gerekir.
Yeryüzünde hayatın devam edebilmesi için gökyüzünü koruyucu bir tavan yapan Allah “Gökyüzünü korunmuş bir tavan kıldık “ayetiyle bu gerçeği bundan tam 1400 yıl önce kitabında haber vermiştir. Evet, bu ayet, Kuran’ın Allah kelamı olduğunun ve asla bir insan sözü olamayacağının delillerindendir.