Hakkımda

Yurtdışı Eğitim Koordinatörü- Gezgin-Bilim Yazarı

 

Bu üç özelliğin üçünü de barındırdığıma inansam da benim için en heyecan verici olanı evrenin yüce yaratıcısını keşfedişim olmuştur. Richard Dawkins, Daniel Dennett vb. yazarların ama kitapları ama makaleleri ile derinden girdiğim agnostisizm rüzgarı bir gün bir parkta otururken o an karşımda olan ağacın nasıl var olmuş olabileceğini sormam ile değişmişti.  Bize öğretilen ve benim de o an kabul ettiğim görüş olan 3,5 milyar yıl önce ilk hücre ortaya çıktı sonra denizler canlılığa kapısını açtı ardından vs. diye sıraladığımız standart evrimsel hikaye içinde ağacı konumlandırmaya çalışırken birden hücrenin olağan üstü yapısı zihnimi rahatsız etmeye başlamıştı. Bu kadar olağan üstü bir organizasyona sahip olan bu kadar olağan üstü bir şey, üstelik içinde bilginin özenle korunduğu (DNA)  ve okunması için özel işlemlerin (Şuradan) gerçekleşmesi gereken bir sistem gerçekten tesadüflerin iş başı yapması ile mümkün olabilir miydi ?

 

Belli bir süre içimde yaşadığım depremi büyük ölçekli bir krize çevirmeden atlatmaya çalışmıştım, ancak kriz biteceğe benzemiyordu ve sanki radikal değişimler beni beklemekteydi. Belli ölçüde bilgiye dayalı (Bugün agnostisizm yolculuğuna beni çıkaran o bilgilerin artık ciddi manada subjektif olduğunu öğrenmiş bulunuyorum.) agnostisizm kabulumun sorgulanmaya başlaması gerekmekteydi çünkü eğer bir yerlerde bilgi varsa muhtemelen bir zeka işin içerisine girmiştir. 4-5 ay kadar bir süre ciddi bir bilgi açlığı ile Michael Behe’nin Darwinin Kara Kutusu kitabından, internet aleminin en devasa seküler evrimci platformlarından talkorigins.org sitesine varıncaya kadar pek çok kaynağı sildim süpürdüm, adını anamayacağım kadar çok makale ve Dr. Lee m. Spetner’ın ”Tesadüf Değil” kitabı da bunlara dahildi.

 

Nihayetinde hem kozmoloji, hem kimya ve de biyoloji gibi bilimsel disiplinlerin tamamından elde ettiğim bilgileri aklıma sundum. Aldığım cevap kainatın bir güç tarafından yaratıldığı ve insanın entellektüel yapısının dünyada ona yaratıcısı tarafından bir  rol biçildiği şeklinde oluştu.  Bu yorumun tamda monoteist dinlerin söylevleri ile paralel olması ilginç oldu ama hakikat bu idi ve bende bunu kabul ettim.

Evrenin yaratıcısını keşfetmek, onun bize sorumluluk yüklediğini bilip onun rızasına göre hareket etmeye çalışmak ve nihayetinde baktığınız canlılarda, yediğiniz yiyeceklerde, gezdiğiniz coğrafi bölgelerde ondan izler görebilmek bir insanın yaşayabileceği en büyük en kapsamlı duygu akımına neden oluyor. Bu piyango çıkması gibi bir şey ama ondan farkı bunun sürekli tekrarlanması oluyor.

 

Allahı tanırsanız ona teşekkür etmek için her fırsatı kullanırsınız, onu tanırsanız hayatınız değişir, onu tanırsanız sadece onun için yaşarsınız. Onun için yaşamayanlar, onu tanımayanlardır.

 

Ben bu sitede evrenin yüce yaratıcısının akılla anlaşılabilen, bilimle onaylanabilen kanıtlarını gözler önüne sermeye çalışıyorum.

 

De ki: ‘Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, dirimim ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah’ındır.’ Enam 162

Paylaş: