Evrim Teorisi Efsunlu Hikayeler Oluşturmaktan İbaret

https://evolutionnews.org/2020/06/evolutionary-theorizing-depends-on-magic-words/  adresinde çok güzel bir yazı paylaşıldı. Aslında  yıllardır buna benzer bir yazıyı müstakil olarak yazmak istiyordum. Hali hazırda yazılmış bir tane görünce bunu kısaca özet şekilde çevirmek ve çok sınırlı türkçe kaynağın bulunduğu internete bu konuda bir katkıda bulunmak istedim.

 

Yazı özetle evrimsel hikayelerin nasıl oluşturulduğunu göstermektedir. Popüler bilim yayınlarında yayınlanan evrimsel hikayelerin aslında bir inançta olduğu gibi anlattığı her detayı  zaten inanç olarak kabul etmiş bir imanlı formatında anlattığını  ve bilimsel bir değerinin olmadığını göstermektedir. Tesadüfi evrim fikrine inananların pek çoğu buna inanmak istediği için inanmaktadır ve öncelikle iman eder ardından hikayeler oluşturmaktadırlar. Bu yazı bunu göstermektedir.

 

Yazıyı dediğim gibi bir nevi özet olarak çevirdim, tümünü okumak isteyenler ilgili linkten ulaşabilirler.

 

Eleştiri için örnek seçilen yazıya şu linkten https://www.the-scientist.com/infographics/infographic-synthetases-and-the-evolution-of-circulatory-systems-67555  ulaşabilirsiniz. Ayrıca yazarın biyografisine de girilen siteden ulaşılabilir.

 

 

 

 

Hızlıca bir otomobilin nasıl evrimleştiğine dair bir hikaye gösterelim;

 

1-  Milyarlarca yıl önce bir ana gövde ortaya çıktı.

2- Ortaya çıkan bu gövde bir motor edindi.

3- Krank mili bir nevi şardonlama işlemi benzeri bir şekilde direksiyon simidi ve dümeni olarak bulundu.

4- Direksiyon simidi ve mili, fren pedalı ile bir bağlantı geliştirdi.

5- Koltuklar ortaya çıktı, onlar muhtemelen kaporta ilk kez evrimleştiğin de ortaya çıkmışlardı.

 

Şimdi bu iddiaların hakemli bir dergide yayınladığını hayal edelim. Bu zaten hali hazırda evrim ile ilgili yaşanan şey değilmidir ? Darwinistler gerçek bilim yerine hayal gücünü kullanma konusunda uzmandırlar.

 

Aminoasil-tRNA Sentetaz ile Alakalı Yeni Keşifler

 

Şimdi popüler bir örneği The Scientist dergisinden verelim. Bu dergi bu işi herkesten çok daha iyi bilmesi gereken profesyonellere yönelik bir dergidir. Amber Dance isimli yazar tarafından hazırlanan makale ”Protein Sentezleyen Enzimler Ek Sorumluluklar ile Evrildi” başlığını taşıyor. Yazar yazıda Aminoasil-tRNA sentezi ile ilgili bilimin yeni keşiflerinden bahsedeceği izlenimi veriyor, bu enzimin aminoasitlere eklendiğini yada diğer bir ifade ile yapıştığını ve onları RNA’ya transfer ettiğini hatırlatalım. Bu 20 enzimden oluşan değerli enzim ailesinin DNA ile birlikte bulunduğunu belirtelim, 3’lu kodonlar halinde yazılırlar protein kodları ise amino asit dilinde yazılır. Bayan Dance bu enzimlerin pek çoğunun adeta bir ay ışığı gibi diğer fonksiyonlar ile beraber çalıştığının yeni keşifler ile ortaya çıktığını tekrar hatırlatıyor.

 

Bu enzimler ile alakalı ek fonksiyonların bulunması kesinlikle verilen emeğe değer bir çalışmadır. Angiogenesisi de kapsayan bazı ek fonksiyonlar kanser çalışmalarında spesifik hedefler olarak kullanılabilirler. Ama makale bunlardan ziyade bu enzimlerin kökeni ile ilgili arayışa daha çok önem verir bir görüntü çizmektedir, özellikle ek bilgiler içeren yan bar olarak adlandırılabilecek bölümlerde; ” Evrimde bu fonksiyonlar ortaya çıktığında”. Efsunlu büyü tarzı konuşmalar kalın olarak işaretlenmişlerdir.

  • Yaşayan protein temelli canlılar var olduğu tarihten beri RNA transfer molekülü kod taşıyor idi ve aminoasil-tRNA hep oradaydı. (Nereden geldiler acaba)
  • AARS’s (Aminoasil tRNA Sentetaz) ek çok daha fazla kabiliyet sağlayacak yeni alanlar-bölgeler
  • Diğer proteinler ikincil fonksiyonları benimserken
  • Bu özel sentetaz faaliyet ve işlevsellik açısından hali hazırda çalışıyordu ve modifiye olabilmek için de evrime hazırdı, bu durum protein bazlı hayatın başlangıcından beri böyledir.
  • Ama varoldukları yüzmilyonlarca yıl boyunca bu sentetazlar ekstra pek çok yan işler yetenekler edinmişlerdir.
  • İçeriğinde modern oumurgalılarda olduğu gibi bir iç zar bulunan ilk kan damar dolaşım sistemi muhtemelen omuralıların ve artropodların ortak atalarında 600 ila 700 milyon yıl önce ortaya çıkmıştır.
  • Hemen hemen aynı zamanlarda angiogenesisin ortaya çıkışına destek olan anti trosil tRNA sentetaz, glutamik asit,lisin,arginin edinmiştir.
  • Sonra yaklaşık 540 milyon yıl ila 510 milyon yıl önce bir omurgalı atası kapalı sistem bir kan damar dolaşım sistemi evrimleştirmiştir.
  • Hemen yine aynı zaman ve tarihlerde yani yaklaşık 500 milyon yıl önce TrpRS bir WHEP domaini toplamıştır.
  • Bunlara ek olarak SerRS bu enzim için benzersiz bir bölge edinmiştir. Bu bölge zebra balıkları ve yüksek ihtimalle diğer omurgalılarda damar sistemlerinin haddinden fazla olmasını engellemektedir.

 

(Çevirisini yaptığım yazının sahibi özellikle seçili kelimeleri kalın işaretleyerek kilit kelimelerin kullanımı ile adeta bir büyü yapıldığını söylemektedir. Tabağın parçaları bahçeye düştü rüzgar onları birleştirdi ve bir araya getirdi böylece tabak oldu. Hikayesinde dikkatinizi ne çekmektedir ? Tabi ki bu olağanüstü şanslı durumların nasıl olup da tabak bir şeyi bir araya getirebildiğine dair hayretiniz. Ama normal insanlar aşağıya düşüp yüzlerce parçaya ayrılan kırılmış bir tabağın rüzgarlar vasıtası ile tekrar aynı şekilde birleşemeyeceğini bilirler. Peki bu kökenler tartışmalarında neden bu kadar koyu iman ile karşılaşmaktayız. Yani özetle bir şeyi kim yazarsa yazsın şu şöyle oldu bu böyle oldu demek bir açıklama değildir. Bunu makul bir şekilde açıklamak ve hatta laboratuar da bir örneğini gerçekleştirmek gereklidir.)

 

 

Bu büyü şovunda tavşan şapkadan çıkmıştır. Elbise kolları güvercinler edinmiş, atkılar bulundukları yerlerden dışarı taşmış ve kartlar evrimleşip gelişmiş ve büyücülerin ihtiyaç duyduğu spesifik kartlar olmuşlardır.

 

Bayan Dance’a karşı adaletli olmamız lazım. Onun makalesi asli olarak keşfedilen bilimsel yenilikler ile alakalıdır ve onlara odaklanmaktadır; Bütün bu keşifler nasıl olmuşlardır ve bunların medikal tedaviler vasıtasıyla hastalara nasıl yardım edeceği alakalıdır. Ancak çok açık bir şekilde görebiliyoruz ki bu büyülü kartları tamda kilit yerlere koymakta ve bilim adamı olan ancak evrim konularında yüksek bilgi geçmişine sahip olmayan isimlerin cehaletinden faydalanmaktadır. Onlar bizim bilim anlayışımızın üzerine hiç bir şey eklememektedir. Bunun yerine doğal seleksiyonun sözde gücüne duyulan derin bir iman söz konusudur.

 

 

Büyülü Kelimeler Temelinde AARS’nin Kökeni

 

Başka bir örnek Tokyo Bilimler Enstitüsünden geliyor. Şöyle diyorlar ” Çok Eski Protein Sentezleme Sistemlerine Yönelik Bir Göz Atış” özelinde aslında AARS enzimlerinin kökeni ile alakalı bir çalışma. Çalışma genetik kodun çevrilmesine sebep olan muhtemel evrim mekanizmalarının altını çizmeye yönelik bir çalışma olarak dikkati çekiyor. Bu ekibin favori büyülü kelimesi ise  belli olmak görünmek anlamında Appear kelimesidir:

 

  • Bu kompleks tRNA-aaRS sistemi büyüleyici bir gizemdir. Hali hazırda varolan evrimci öneriye göre tRNA nin yukarı parçası aşağı parçasından daha önce varolmuştur.
  • Çalışmalarımız Alaninin tRNA ‘ye AlaRS yoluyla eklenmesinin varoluşunun basit bir şemasının evrimsel süreçte varolduğunu gösteriyor, G3;U70 baz çiftinden daha önce görünmektedir.

 

 

 

Önerinin Gücü

 

Bay Arutaki tarafından oluşturulmuş Tokyo Enstitüsünün Moleküler Evrim Yayınları dergisinde yayınlanan yazısında ”görünmek” kelimesi çok sık görülmektedir. ” Aminoasil tRNA-Sentetazın Evrimine yönelik bir Kavrayış” isimli yazısında bu darwinistler genetik kodun evrimsel bir kökeninin muhtemel olduğuna dair bir algı oluşturabilmek maksadıyla öneri kelimesinin büyüsünü kullanmışlardır.

 

” Bu öneri G3:U70 çiftinin genetik kodun erken evriminde  ikincil genetik kod olarak görünmüştür.(Chong et. al. 2018)  Bununla birlikte spesifik G3:U70’in görünmesinden önce minimalist RNA-protein etkileşimleri zorunlu aminoasilasyon aktiviteleri ile sonuçlanabilir. ” ( Yazarın Tokyo Enstitüsünden yaptığı alıntı devam ediyor ancak çok fazla teknik kelime içermesi ve bir örneğin yeterli olacağını düşünerek alıntılamayı burada kesiyorum.

 

Hali hazırda evrime herşeyi yapan bir büyücü gözüyle bakmıyorsanız paragraf anlamsız hale geliyor. Bunun yerine eğer çok dikkatli bir şekilde izlerseniz büyücünün kanıt yerine sizi bir takım el çabukluğu benzeri zihinsel oyunlarla kendi görüşlerini ortama yerleştirdiğini görebilirsiniz. Büyücü bunları yaparken boş sözlerle dikkat dağıtmaktadır. O bize suni bir kristal topu gösteriyor ve birçizgi halinde basitten komplekse giden bir hayal inşaa ediyor. Büyücü çok iyi biliyor ki genetik kod çok kompleks bir şeydir ama o bizim aslında var olmayan bir potansiyel yolun varlığına inanmamızı istiyor.

Paylaş:

Yazar: MuratS

Gezgin, Allah aşığı, varlık bilim genel ilgi alanı- Bilim Yazarı

İlgini Çekebilir

Vucutlarimiz Nasil Calisir- Tesadüf Degil 7

Prof. Howard Glicksmanin serisini çevirmeye devam ediyoruz. Serinin her biri vucutlarimiz ile alakalı olduğu icin …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir