İnsanın Kaderi- Her Ne Sebep Olmuşsa Olsun, Bizler Tesadüf Değiliz- Prof. Michael Denton Seri ( Son Yazı)

Prof. Michael Denton’un ”Ateşi Yakmak; İnsanlar Ateşi Kullanmak ve Gezegeni Dönüştürmek İçin Yaratıldı” isimli kitabının büyük bir kısmını kısa özetler şeklinde bir seri olarak yayınladığı yazı dizisinin son yazısını çevirmiş bulunuyorum. Tüm seriye https://evolutionnews.org/2020/08/whatever-the-cause-we-are-no-accident/ adresinden ulaşabilirsiniz. Yazılarda genel itibariyle vurgulamalar yaptım ancak kelime ve cümleleme şeklini değiştirmeden yayınlamaya çalıştım. Yazılar yüzde yüz olmasada yüzde 95 aslına ve kelime seçimlerine sadık kalınarak çevrildi. Yinede cümle düşüklükleri, anlatım hataları vb. olduysa burada ki sorumluluk bendenizdedir, Prof. Denton’da değil.

Seri boyunca bugüne değin çok dillendirilmeyen ve muhtemelen sizin de hiç üzerinde düşünmediğiniz farklı yaratılış delilleri ele alınmıştır. İnternette yapacağınız bir araştırma yaratılış delilleri olarak karşınıza oldukça mantıklı bir şekilde gözün tasarımı, hayvanların ve insanların iç organları onların iskelet sistemi ile uyumu vb. çıkacaktır. Bunlar gerçekten çok etkileyicidir ancak etkileyici olan sadece onlar değildir. Aynı zamanda bizim medeniyet oluşturabilecek bir şekilde ve imkanlar ile yaratılmamız açıktır ki bilinçli bir yaratılışı göstermektedir. Eğer seri boyunca üzerinde durduğumuz bakır, demir ve diğer metaller olmasaydı biz muhtemelen asla bir medeniyet oluşturamayacaktık. Yada ellerimiz şu an sahip olduğu eşsiz tasarıma sahip olmasaydı biz asla bu eller ile gelişmiş makinalar, aletler ve teknolojik ilerlemeyi sağlayacak edevatlar üretemeyecektik. Peki  ama bunlara nasıl sahip olduk ? Farklı ülkelerde farklı yanıtlar alacağınız cevaplar arasında bunların kozmik bir kaza olduğunu söyleyecek toplumlar ( batılı ülkelerde olduğu gibi) olduğu gibi tüm bu sahip olunanların Allahın nimeti olduğunu söyleyecek toplumlarda olacaktır (Türkiye vb. ülkelerde olduğu gibi) Ancak sorun bu nimetlere Allah yarattı diyenler ile bunlar kozmik kazalardır diyen insanlar arasında her ne kadar telaffuzlarda farklılık olsa da pratikte iki kesimde benzer hayat döngülerine sahiptir. Yani biz kozmik bir kazayız diyen insanlar ile bunları Allah yarattı diyen insanlar arasında hal, hareket, yaşam şekli vb. bir farklılık yoksa ( aslında pratikte biz kozmik bir kazayız diyen milletlerden kuzey avrupalılar, çevreye ve tüm canlılara bizi Allah yarattı diyenlerden çok daha saygılılardır. Bu durum aslında vahametin boyutlarının kelimelerin ifade edemediği yerlerde olduğunu göstermektedir) bizi Allah yarattı diyenlerinde verdikleri cevabın ezbere kültürel bir cevap olduğunu ve bu tarz insanların kalplerinin bu konuda bir ikrar taşımadığını görmüş oluyoruz.

İşte bu seri aslında kalplerin bir miktar daha Allaha yaklaşmasına vesile olabilecek delillerden bir kısmını daha açığa çıkarmak için yazılmıştır. Özellikle bu deliller üzerinde geçmişte ve günümüzde çok durulmamış böylelikle çoğu kişinin aklına dahi gelmeyen hususlar olmuştur.

İnsan haddini bilmeli ve ona bu mülkü, zenginlikleri Yüce Allahın verdiğini hatırlamalı ve hayatını onun razı olacağı şekilde geçirmelidir. İnsanoğlunun yeryüzünde büyüklenmeye hakkı yoktur.

 

O sizi yeryüzünün halifeleri kıldı ve size verdikleriyle sizi denemek için kiminizi kiminize göre derecelerle yükseltti. Şüphesiz senin Rabbin, sonuçlandırması pek çabuk olandır ve şüphesiz O, bağışlayandır, esirgeyendir. En’am Suresi, 165. ayet

Andolsun, sizi yeryüzünde yerleşik kıldık ve orda size geçimlikler yarattık. Ne az şükrediyorsunuz? Araf Suresi, 10. ayet

 

Yeryüzünde böbürlenerek yürüme; çünkü sen ne yeri yarabilirsin, ne dağlara boyca erişebilirsin. İsra süresi 37

 

 

 

 

İnsanın Kaderi- Her Ne Sebep Olmuşsa Olsun, Bizler Tesadüf Değiliz- Prof. Michael Denton Seri ( Son Yazı)

 

 

Bu seride vurgu yaptığım argüman olan doğanın ateş yakmak ve nimetlerinden faydalanmak hususunda iki önemli uyarı not edilmelidir. Birincisi evrenin benzersiz bir şekilde varlığımız ve ateşi kullanmakta hünerlerimiz hususunda sadece bizim türümüze yada gezegenimize (Güneşe üçüncü uzaklıktaki kaya) mahsus olduğu iddia edilmemektedir. Belkide milyonlarca dünyamıza benzer gezegen bulunmaktadır ancak keplerin bugüne kadar böyle bir keşif gerçekleştiremediğini de buraya ekleyelim.[1] İkincisi her ne sebep olmuş olursa olsun yeryüzünün yaşam için müthiş ve benzersiz uygunluğu bilimsel bir gerçektir. Doğanın karbon temelli yaşam için benzersiz uygunluğu ve bizim zeka sahibi sorgulayan canlılar olmamız bunun ampirik[2] bilimsel kanıtlarındandır, kaç tane ikna edici argümanın bir şüpheciyi sonucun tasarım olduğu hususunda ikna edeceğini tartışmanın manası yoktur. Burada tartıştığımız uyum bir gerçektir ister sadece bu gezegene özgü olsun isterse sayısız gezegen aynı özelliğe sahip olsun, istersede birileri tasarım diğerleri değil desin.

 

En nihayetinde uzunca tartışmalardan yada kanıtlardan sonra insanlar her ne keşfediyor olurlarsa olsunlar ve buna sebebiyet verenin ne olduğunu öğrenmiş olsunlar. Bilimsel kanıtlar açıkça evrendeki bu muhteşem yaratışın bir tasarım olduğunu göstermektedir.

 

İnsanın önünde sürekli tercihler bulunmaktadır, A okulu yerine B okulunamı gitsem, C işi yerine D işine girsem, F yerine Z ile mi evlensem vb. gibi ama aslında seçim yapmamız gereken çok daha önemli hususlar da mevcuttur, yaratılış gayesi hakkında mı düşünsem yoksa Survivor mı izlesem, Allahın bizi nasıl ve neden yarattığına ilişkin yayınlarmı okuyup izlesem yada Masterchef mi izlesem vb. gibi örnekler binlerce adede çıkarılabilir ancak yanıtlar tahmin edebileceğiniz üzere hep tek düze olacaktır. Yüce rabbimizin ayetinde belirttiği gibi ” Asra yemin olsun ki insan ziyandadır” Asr süresi… İnsan gerçekten ziyandadır, bilemediniz belki bir kaç onsene belki de 3-5 on seneden ibaret bir hayat uğruna yaratılış gayesini hiç sorgulamadan yaşayan insan ziyandadır. Bir futbol klübüne ayırdğı vaktin 100000de birini rabbine ayırmayan insan ziyandadır. Allahı hiç tanımadan, hiçbir tanıma çabası göstermeden hayatını bitirmiş insan ziyandadır. Ancak onu tanıyan ve hayatını ona vakfetmiş insan kazançlıdır, değil ki tüm dünyayı kaybetmiş olsun…
“Ey huzura kavuşmuş insan! Sen O’ndan râzı, O da senden râzı olarak Rabbine dön. (Sâlih)kullarım arasına katıl ve cennetime gir!” (Fecr Suresi, Ayet 27-30)

 

Anlamak için Keşfetmek

 

Yaklşaık bir yüzyıl kadar önce Charles Darwin ile eş zamanlı ancak bağımsız olarak doğla seleksiyon yoluyla evrimi keşfeden ingiliz doğa bilimci Alfred Russel Wallace’ta aynı bugün bizim yaptığımız doğadaki çok sıradışı yaşam dostu uyumu farketmiş ve dikkat çekmiştir. Bize bilim yapmayı mümkün kılan metaller ve ateşin özelliklerinden bahsetmiş ve şöyle sormuştur;

 

” öylemi ? saf bir kaza, tesadüf bu metalleri ve  özelliklerini bize uyumlu, bizim kullanabileceğimiz hale mi getirmiştir ? Milyonlarca yıl önce yeryüzünde olmuş olmalı ve milyonlarca kullanımda değiller, görünür değiller sonra insanoğlu yeryüzünde görünür ve bunları kullanarak medeniyetini oluşturur[3]

 

Wallace’ın bakış açısı kolayca alt edilemez. Bir yüzyıl içerisinde pek çok sıradışı teknoloji adı anılan bu değerli metallerin kullanımı ile mümkün olmuştur. ABD ulusal jeoloji araştırmalarının yayınladığı bir araştırmanın özet kısmında bu nadir bulunan element ve metallerin çeşitli kullanım alanlarına vurgu yapılmıştır;

 

”Farklı nükleer alanlar, kimya, katalitik, elektrik, manyetizma ve optik alanında bu değerli metallerin kullanımı ile ciddi ilerlemeler olmuştur. Sıradan, basit (Çakmak taşı olarak veya cam cilalama teknolojisi olarak) kullanım alanlarından yüksek teknolojiye ( Manyetik soğutma, fosfor teknolojisi olarak, bataryalarda vb.) ve hatta bilim kurgu diyebileceğimiz geleceğin teknolojisinin (Hidrokarbondan teknolojisinden yenilenebilir enerji alanlarına,güvenli bilgi-data saklamaktan yüksek ısıda aşırı iletken akılar oluşturmaya varıncaya kadar)  temellerine varana kadar çok geniş bir alanda bu metaller kullanılmıştır.”[4]

 

Bununla birlikte hakim genel görüş bizim küçük bir kozmik kazadan fazlası olduğumuza inanmamızı istiyor, milyon farklı sonuç bu yazı boyunca incelendi ve olası sonuçlar kontrol edildi, her ne sebep olmuş olursa olsun bizler zaman ve uzay içerisinde ki bir kazanın ürünü değiliz. Bu hakim görüşe ters olarak Freemon Dyson’ın şu ünlü sözleri oldukça ünlüdür, ” Bizim bu evren içerisinde ortaya çıkacağımız biri yada birşeyler tarafından önceden biliniyordu.”

[1] Sara Seager, “Searching for Other Earths,” The New Atlantis (Fall 2015), http://www.thenewatlantis.com/publications/searching-for-other-earths.

[2] Ampirik kelimesi bilimsel konuşmalarda deneysel deneye dayalı vb. anlamlar için kullanımaktadır. https://www.nedirnedemek.com/ampirik-ne-demek Erişim tarihi 23/11/2020

[3] Alfred Russel Wallace, The World of Life (New York: Moffat, Yard and Company, 1916), 388.

[4] Freeman Dyson, “Energy in the Universe,” Scientific American 224, no. 3 (September 1971): 50-59.

Paylaş:

Yazar: MuratS

Gezgin, Allah aşığı, varlık bilim genel ilgi alanı- Bilim Yazarı

İlgini Çekebilir

Vucutlarimiz Nasil Calisir ? Tesadüf Degil 6

Serimize devam ediyoruz. Önceki yazılarda görebileceğiniz uzere yazarımız Prof. Howards Glicksman kademe kademe hücresel islem …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir