Dinler Gercek Olabilir mi (3)

Seri halinde yazmaya gayret gösterdiğim Dinler Gercek Olabilirmi yazı dizisinin son yazisini sizlere sunmak istiyorum. Daha önceki yazılarda kozmoloji ve biyolojiden örnekler ile sadece yaraticinin varligi degil yaraticinin insana deger yüklediğini ve insanin sorumlu olduguna dair cikarimlari paylasmistim. Bu yazıda belkide en az ilk hücrenin kökeni kadar etkileyici bir baska hususu sizlere göstermek istiyorum; insanin bilinci… Bilinc tum canlılar arasında sadece insanoğluna verilmiş inanılmaz bir özellik, bilinc tek başına insanoğluna yüklenen sorumluluğun ve insanoğlunun dünyada sorumlu bir yaratık oldugunun göstergesidir. 

 

Insan akletme yeteneğini kısa bir sure değerlendirdiğinde açık bir sekilde önüne su gercek gelir; Etten ve kandan olusan bir canlı nasıl olurda akledebilir, aileden nedir ? Neden akledebiliyoruz.Neden srogulayabiliyoruz, neden dünyadaki konumumuz ve pozisyonumuz çok özel ? Sadece bilinç tek başına Yuce Allahi göstermekte ve işaret etmektedir. Bize bilinç verilmesi dahi Yücel Allahin bize verdigi degeri göstermektedir.
Şüphesiz biz insanı, karmaşık olan bir damla sudan yarattık. Onu deniyoruz. Bundan dolayı onu işiten ve gören (biri) kıldık. insan 2

Insanoglu sorumluluk sahibi ise ona sorumluluğunu verecek bir muktedirin olması kacinilmazdir. Bu muktedir çok yüksek ihtimalle bir yaraticidir ve öyle bir kudrete sahiptirki hem yarattigi cansız maddelerin özelliklerini bilmeli hemde yaratacağı canlıları yarattigi cansız maddelerle ortak bir paydada buluşabilecek bir kimyada yaratmalıdır. Bu noktayi daha anlasilir kilabilmek icin bir ornek ile aciklamak çok daha mantıklı olacaktır; Soz gelimi Yuce Allah insanoğluna yine ayni sekilde bilinci verseydi ancak el yapisini daha farklı tarzda yaratsaydı bu kez insanoğlu bilincine ragmen gunumuzdekine benzer bir medeniyet inşaa edemeyecekti. Yada hem el hemde bilinci verilmesine ragmen insanoğluna medeniyet kurabileceği materyalleri vermeseydi insan yine medeniyet kuramayacak, su andaki ilerlediğimiz seviyelerin hayalini daha kuramayacak ve nihayetinde hep tas devrinde kalacaktı. Hersey son derece planlı bir sekilde insaa edilmiş görünmektedir madde halinde sıralarsak daha efektif olacaktır ; 

1- Evren,  icinde canlı yaşamına müsaade edecek ve aslında bunu amaclar tarzda yaratilmistir. 

2- Sadece canlı yasamini ( yani tek hücreli degil çok hücreli canlı yasamini yaratilmasini müteakip koruyup geliştirecek tarzda kimyasal ve biyolojik detaylar ile yaratilmistir. 

3- Yarattigi bilinç sahibi canlılar bilince sahip olmayan diğer canlıları yonetebilsin diye hayvanlara çok çeşitli ic güdüler verilmiş ancak hemen hiçbirinde kalici isyan vb bir icgudu yaratilmamistir. Bilinç verilmediğini ancak ineklerin yinede boyunduruk altına alinamadigini hayal edin, korkunç olurdu. 

4- Insana medeniyet oluşturabilmesi icin Celik gibi sert hammaddeleri uzaydan indirmiş ve bunları belirli bir sekle sokabilmesi icinde atesi yaratmistir. 

5- Insana yaratilisi degerlendirebilmesi icin keşfetme gudusu vermis keşfedilmesi gerekli seylere de kesfedilebilecek Aralik verilmiştir. Sadece keşfetme gucu olsaydı ancak biz evrenin yaratilisini asla kesfedemeyecegimiz bir noktada olsaydık bu keşfetme gudusunun bize ne Hayri olabilirdi ki ?..

 

Ates yaratılmasaydı insan asla su anki yada benzeri bir medeniyet olusturamazdi. Insan bilinç sahibi olmasaydı ve el yapısı atesi kullanmaya ehil yaratılmasaydı yine medeniyet olmazdı. Insan kendisine verilen bilinç ve akil ile bunları kısa bir sure değerlendirdiğinde kendisinin gezegendeki konumunun ne kadar özel oldugunu rahatlıkla görebilecektir.

 

Son derece filtre edilmiş bu maddeler açık bir sekilde insana hicv peygamber gelmese dahi insanin kendi yolunu bulabileceğini göstermektedir. Insan kendisine verilen akılla sorumluluklarını idrak edebilecek bir sekilde donatilmistir. 

 Yaratıcı Cok yüksek ihtimalle bu yaratıcı bir ödül ve ceza sistemi kullanacaktır ve aslında kullanmalidir da. Ozellikle cezalandırma sisteminin varligi insanoğlunun bilinci göz önüne alindiginda kacinilmaz olacaktır. Bebeklere tecavuz eden yaratıklara nasıl bir ceza gonlumuzu ferahlatabilir ki…. 

Tekrar ana argümana donecek olursak  şempanzeler kıyas kabul edilerek  gerçekleştirilen  çeşitli sekans analizleri incelediğinde belli oranda benzerlik var yine hem vücut sistemi hemde pek çok sistem acısından fareler ile de ciddi manada benzetmekteyiz. Peki bu benzestigimiz varlıklar ile aramızda ki farki oluşturan nedir ?

 Fiziksel olarak baktigimizda onlarinda DNA lari var bizimde var, onlarda çok hücreli bizde yok hücreliyiz onlarda yiyip içip sindirmek zorunda bizde, gezegende onlarla benzer seyler yiyip iciyoruz, onlar gibi dinleniyoruz ve bir cinsel hayatimiz var,   ( hoş insanoğlu cinselliği sadece ic gudu ile degil ayni zamanda zevk icinde yapabilmektedir.
Bu minvaldede yine tum canlılardan ayrilmistir.). herseyimiz benzesirken bu canlılar kafesler altında yada ormanda vahşi bir hayatin icinde yaşamaktadırlar. 

Acik bir sekilde insanoğluna medeniyet kurabilmesi icin zeka, el becerisi ve alet üretmeye elverişli el ve bunları degerlendirebilecek bilinç verilmiştir. İnsanın evrendeki konumu ve bu konumu degerlendirebilecek zihinsel kapasitede yine tanimlanmis gibi durmaktadır. Eger evrende su an bulunduğumuz yerde degilde samanyolu galaksisin merkezine biraz daha yakin konumda bulunsaydık bu kez evrende müthiş yaratilis harikalarını ve diğer harikaları anlayamayacak ve belki seküler aklin bunların hepsi yaratilmis gibi gorunsede illüzyondan ibaret seklindeki at gozluklu argumanini kabul edecektik. Insanogluna verilen bilincin yanında verilen diğer nimetler ve bunların hepsinin kümülatif toplama açık bir sekilde bir yaratilisi, yaraticiyi ve yaratıp bilinç verdiklerinin sorumluluğunu göstermektedir. 

Dinler genel bir kavram olmak ile birlikte insanin dünyaya Bos yere gönderilmediğini, kendisine ibadet ve itaat edilmesi gerektiğini söyleyen tek ve guclu bir yaratıcı profili çizen olum sonrası ahiret ve dengelemeyi vaat eden dinlerin gercek olma ihtimali çok yüksek, tek başına bilinç bu muazzam gercegi göstermektedir. 

‘Sizi boş bir amaç uğruna yarattığımızı ve gerçekten bize döndürülüp getirilmeyeceğinizi mi sanmıştınız?’ Muminun 115 

 

 

Bu resimde gördüğünüz tum canlıları ve resme sığmayan diğerlerini tamamini ekletme yeteneğimiz ile boyunduruk altına aldık ve kullanabiliyoruz. Ancak bizim salt genetik olarak bakarsak bu canlılardan çok büyük bir farkımız yok, peki neden onları boyunduruk altına alacak sekilde yaratıldık ? Açık bir sekilde görünmektedir ki Yücel Yaratıcı bu canlıları bizim emrimize vermiştir. Sebebi nedir ?
Paylaş:

Yazar: MuratS

Gezgin, Allah aşığı, varlık bilim genel ilgi alanı- Bilim Yazarı

İlgini Çekebilir

Vucutlarimiz Nasil Calisir ? Tesadüf Degil 6

Serimize devam ediyoruz. Önceki yazılarda görebileceğiniz uzere yazarımız Prof. Howards Glicksman kademe kademe hücresel islem …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir