Yaşıyoruz ancak nasıl ? Vücudunuzda her gün on binlerce işlem meydana
geliyor, bunlardan haberiniz varmı ? Söz gelimi hücrelerinizin bölündüğünü,
hücre içi organellerden olan Lizozomun kendisine gelen hücre içi partikülleri
(protein, nükleik asitler) parçalayıp tekrar kullanılabilecek ham madde
durumuna getirdiğini biliyormusunuz ? Hangisini biliyoruz ki dediğinizi duyar
gibiyim. Aslında bunlardan bir tanesini neredeyse bütün toplum bilir; İnsülin
salgılanması. İnsülin bir hormondur ve
kandaki şeker oranına göre belirir yada yok olur. Gelin İnsülin özelinde
canlılıktaki bilginin Allah’ı nasıl gösterdiğini inceleyelim.
geliyor, bunlardan haberiniz varmı ? Söz gelimi hücrelerinizin bölündüğünü,
hücre içi organellerden olan Lizozomun kendisine gelen hücre içi partikülleri
(protein, nükleik asitler) parçalayıp tekrar kullanılabilecek ham madde
durumuna getirdiğini biliyormusunuz ? Hangisini biliyoruz ki dediğinizi duyar
gibiyim. Aslında bunlardan bir tanesini neredeyse bütün toplum bilir; İnsülin
salgılanması. İnsülin bir hormondur ve
kandaki şeker oranına göre belirir yada yok olur. Gelin İnsülin özelinde
canlılıktaki bilginin Allah’ı nasıl gösterdiğini inceleyelim.
Kandaki şeker miktarı oldukça önemlidir. Ancak bunun ayarlaması
insanoğlunun elinde değildir (ki Allahtan böyledir yoksa yeryüzünde muhtelemen
hayat yeşeremeden şeker komasından giderdi 🙂 Kanınızdaki şekeri pankreas
kontrol altında tutmaktadır. Eğer şeker miktarı çok yükselirse ”İnsülin”
isimli bir hormon salgılar ve fazla şekerin hücreler tarafından emilmesini
sağlar.
insanoğlunun elinde değildir (ki Allahtan böyledir yoksa yeryüzünde muhtelemen
hayat yeşeremeden şeker komasından giderdi 🙂 Kanınızdaki şekeri pankreas
kontrol altında tutmaktadır. Eğer şeker miktarı çok yükselirse ”İnsülin”
isimli bir hormon salgılar ve fazla şekerin hücreler tarafından emilmesini
sağlar.
Şimdi burada durun ve yazdıklarımı düşünün. Vücutta tam olması gereken
yerde pankreas isimli bir organ bulunuyor ve bu organ vücutta sindirim için
gerekli enzimleri (Pankreas özsuyu gibi [1]) salgılıyor. Ayrıca sanki
daha önce kendisine eğitim verilmiş gibi kandaki şeker oranı ile ilgili bir
hassasiyeti mevcut ve nasıl oluyorsa kandaki şeker oranı yükseldiğinde bunun
zarar vereceğini biliyor ve ”İnsülin”[2] salgılıyor. Açıkçası bu
yaşanan şey bir sistemin çalışmasıdır. Yani daha önce belli özelliklerin bir
makinaya verilmesi gibi burda da yüce yaratıcı yani Allah Hazretleri tarafından Pankreasa
İnsülin salgılama yeteneği verilmiş, İnsülinede kandaki şekerin hücrelerin
içerisine girme organizasyonunda baş sorumluluk yüklenmiştir.
yerde pankreas isimli bir organ bulunuyor ve bu organ vücutta sindirim için
gerekli enzimleri (Pankreas özsuyu gibi [1]) salgılıyor. Ayrıca sanki
daha önce kendisine eğitim verilmiş gibi kandaki şeker oranı ile ilgili bir
hassasiyeti mevcut ve nasıl oluyorsa kandaki şeker oranı yükseldiğinde bunun
zarar vereceğini biliyor ve ”İnsülin”[2] salgılıyor. Açıkçası bu
yaşanan şey bir sistemin çalışmasıdır. Yani daha önce belli özelliklerin bir
makinaya verilmesi gibi burda da yüce yaratıcı yani Allah Hazretleri tarafından Pankreasa
İnsülin salgılama yeteneği verilmiş, İnsülinede kandaki şekerin hücrelerin
içerisine girme organizasyonunda baş sorumluluk yüklenmiştir.
Eğer vücudunuzda bir sebepten (Genetik, hareketsizlik vb. ) İnsülin direnci
gelişirse bu diyabete giden ilk kapı olacaktır sizin için ve diyabetin
beraberinde vücudunuzda şu sorunlar ortaya çıkacaktır:
gelişirse bu diyabete giden ilk kapı olacaktır sizin için ve diyabetin
beraberinde vücudunuzda şu sorunlar ortaya çıkacaktır:
– Damar Sertliği
– Göz hastalıkları
– Böbrek hastalıkları
– Depresyon
– Kalp rahatsızlıkları
-Ayak rahatsızlığı
– Cilt rahatsızlıkları
Yukarıda ki liste daha uzatılabilir ancak gerek yok. Hepimizin şekerden
zarar görmüş bir yakını mevcut söz gelimi benim Anneannem rahmetli, gözlerini kaybetmişti :((
zarar görmüş bir yakını mevcut söz gelimi benim Anneannem rahmetli, gözlerini kaybetmişti :((
İşte kandaki şeker oranı bu kadar önemlidir. Bu oranın sürekli hassas bir
şekilde kontrol edilmesi, gerektiğinde müdahale edilmesi, gerektiğinde kırmızı
alarm verilerek yoğun ölçekli insülin salgılanmasıyla acil durum müdahalesi
vb. Açıkça görebildiğiniz ve
anlayabileceğiniz üzere İnsülin Allah tarafından bir görev ile vücudumuza
yerleştirilmiş ve hayatımıza devam etmemizi sağlayan bir hormondur. Aklı
başında vicdani melekelerini kaybetmemiş her kişi bir et parçasının (Pankreas)
vücutta nasıl ihtiyaçların hasıl olabileceğini tahmin edemeyeceğini anlar.
Ayrıca asla söz konusu olamaz ancak velev ki bir şekilde tahmin etti, hangi
hormonu ne şekilde kullanabileceğini nasıl üretebileceğini nereden bilmektedir
? İnsanoğlu yüzyıllardır bilimi bir disiplin haline (Bu deyimle kastettiğim şu;
300 yıl önceki bilgi yeryüzünden kaybolmadı kütüphanelerde şurda burda istifade edilebilecek durumda yani
üstüne koyarak gidiyoruz.) getirmesine rağmen laboratuarlarda protein
üretememektedir. Aklı, şuuru, endişesi vb. olmayan bir et parçasının da böyle
bir hormonu tasavvur edemeyeceği ve üretemeyeceği açıktır.
şekilde kontrol edilmesi, gerektiğinde müdahale edilmesi, gerektiğinde kırmızı
alarm verilerek yoğun ölçekli insülin salgılanmasıyla acil durum müdahalesi
vb. Açıkça görebildiğiniz ve
anlayabileceğiniz üzere İnsülin Allah tarafından bir görev ile vücudumuza
yerleştirilmiş ve hayatımıza devam etmemizi sağlayan bir hormondur. Aklı
başında vicdani melekelerini kaybetmemiş her kişi bir et parçasının (Pankreas)
vücutta nasıl ihtiyaçların hasıl olabileceğini tahmin edemeyeceğini anlar.
Ayrıca asla söz konusu olamaz ancak velev ki bir şekilde tahmin etti, hangi
hormonu ne şekilde kullanabileceğini nasıl üretebileceğini nereden bilmektedir
? İnsanoğlu yüzyıllardır bilimi bir disiplin haline (Bu deyimle kastettiğim şu;
300 yıl önceki bilgi yeryüzünden kaybolmadı kütüphanelerde şurda burda istifade edilebilecek durumda yani
üstüne koyarak gidiyoruz.) getirmesine rağmen laboratuarlarda protein
üretememektedir. Aklı, şuuru, endişesi vb. olmayan bir et parçasının da böyle
bir hormonu tasavvur edemeyeceği ve üretemeyeceği açıktır.
Peki materyalist teoriler bu tip durumlar için ne söylüyorlar ? Tabiki
yapabildikleri bir açıklama mevcut değil. Aslında bu tip durumlar için yönü
belli olmayan mutasyonlar (DNA’da kazara meydana gelen ve etkileri
gözlenebilenlerin %99 nun zararlı olduğu bilinen değişimler- Mutasyonların en
bilinen etkilerinden biri kanserdir) ile nasıl bir açıklama yapılabilinir ki!!
Canlıda öyle bir mutasyon gerçekleşmeli ki tam üreme hücresinde, tam olması
gereken yerde ayrıca bu mutasyonu bir başkası takip etmeli bir diğeri diğerini
öbürü diğerini vs. şeklinde müthiş bir tesadüfler zinciri kurulmalı. Ancak bu
geliştirici mutasyonlar meydana gelirken kesinlikle başka zararlı mutasyonlar
meydana gelmemeli ve yukarıda da belirttiğimiz gibi bu mutasyonlar üreme
hücrelerinde meydana gelmeli. Bütün duygularımdan kendimi arındırarak size bunu
örneklemek istiyorum. 15 katlı bir apartmanın bahçe katında oturuyorsunuz, çatı
katında yalıtım, izolasyon ve uydu görüntüleme sistemleri ile ilgili pek çok
kişi çalışıyor. İşleri oldukça uzun sürecek bu vatandaşlar nadiren aşağıya
sizin bahçe katınıza kiremit, alçı, bakır tel ve alüminyum düşürmektedir.
Normalde bu düşen maddeler size ve çocuklarınıza zarar verecektir ancak ilk
bakış için bunu pas geçiyorum. Yukarıdan düşmeye devam eden maddelerin
bahçenizin içerisinde 3 kişinin barbekü yapabileceği, elektrik kullanabileceği,
ayrıca otururken izleyebileceği bir televizyon üretebileceğine
inanabilirmisiniz ? Buna çocuk bile inanmaz öyle değil mi ! Peki tesadüflere
nasıl tapabiliyorlar. Yaşamın Gerçek Kökeni yazılarımın ilk üçünde buna nasıl
inanabildiklerini detayları ve örnekleriyle beraber yazdım. Evrim bilim değil,
inançtır.
yapabildikleri bir açıklama mevcut değil. Aslında bu tip durumlar için yönü
belli olmayan mutasyonlar (DNA’da kazara meydana gelen ve etkileri
gözlenebilenlerin %99 nun zararlı olduğu bilinen değişimler- Mutasyonların en
bilinen etkilerinden biri kanserdir) ile nasıl bir açıklama yapılabilinir ki!!
Canlıda öyle bir mutasyon gerçekleşmeli ki tam üreme hücresinde, tam olması
gereken yerde ayrıca bu mutasyonu bir başkası takip etmeli bir diğeri diğerini
öbürü diğerini vs. şeklinde müthiş bir tesadüfler zinciri kurulmalı. Ancak bu
geliştirici mutasyonlar meydana gelirken kesinlikle başka zararlı mutasyonlar
meydana gelmemeli ve yukarıda da belirttiğimiz gibi bu mutasyonlar üreme
hücrelerinde meydana gelmeli. Bütün duygularımdan kendimi arındırarak size bunu
örneklemek istiyorum. 15 katlı bir apartmanın bahçe katında oturuyorsunuz, çatı
katında yalıtım, izolasyon ve uydu görüntüleme sistemleri ile ilgili pek çok
kişi çalışıyor. İşleri oldukça uzun sürecek bu vatandaşlar nadiren aşağıya
sizin bahçe katınıza kiremit, alçı, bakır tel ve alüminyum düşürmektedir.
Normalde bu düşen maddeler size ve çocuklarınıza zarar verecektir ancak ilk
bakış için bunu pas geçiyorum. Yukarıdan düşmeye devam eden maddelerin
bahçenizin içerisinde 3 kişinin barbekü yapabileceği, elektrik kullanabileceği,
ayrıca otururken izleyebileceği bir televizyon üretebileceğine
inanabilirmisiniz ? Buna çocuk bile inanmaz öyle değil mi ! Peki tesadüflere
nasıl tapabiliyorlar. Yaşamın Gerçek Kökeni yazılarımın ilk üçünde buna nasıl
inanabildiklerini detayları ve örnekleriyle beraber yazdım. Evrim bilim değil,
inançtır.
Tüm canlılığı Allah Hazretleri yaratmış ve insanı verdiği bilinç ile
sorumlu tutmuştur. Çok geç olmadan Allah Hazretlerini hayatınızın merkezine
koyun ve onun için ibadet edin.
sorumlu tutmuştur. Çok geç olmadan Allah Hazretlerini hayatınızın merkezine
koyun ve onun için ibadet edin.
Rabbiniz dedi ki: ‘Bana dua edin, size icabet
edeyim. Doğrusu Bana ibadet etmekten büyüklenen (müstekbir)ler; cehenneme boyun
bükmüş kimseler olarak gireceklerdir.”
edeyim. Doğrusu Bana ibadet etmekten büyüklenen (müstekbir)ler; cehenneme boyun
bükmüş kimseler olarak gireceklerdir.”