Yüce Allahin Kuantumda Yarattigi Mucize

Dr. Eric Hedin tarafından kaleme alinan bu inceleme yazısında Hedin kuantumdaki oldukça ince ayarlanmış bir düzenlemenin varligina dikkat çekmektedir. Bunun bir yaratilis mucizesi oldugunu gösterdikten sonra her turlu mucizeye ve aleyhte delile ragmen seküler inanclarini koruyabilen bagnaz bir evrimcinin bu mucizelere dair yorumunu almakta ve ironik bir sekilde bununla eglenmektedir.

Bilim ilerledikçe Yüce Allahin yaratısı her gecen gun daha fazla gözümüzün icine beynimizin icine zerk edilmektedir. Bu inançtan kaçınmak isteyen sekulerler ise kurbağayı open prensesin kurbağayı prens yapması kadar inanılmaz hatta bazen ondan da inanılmaz, bilimsel altyapısı zayıf varsayımlara inanmaktadırlar. Bu inanclarini ise bilim gibi sunmaktadırlar ancak bu siteyi biraz okuyan bir kisi onların bilimden ziyade hurafelerle bezeli bir inancın icinde oldugunu rahatlıkla gorebileceklerdir.

Allah O’dur ki gökleri sizin görebileceğiniz bir direk olmaksızın yükseltti, sonra da arş üzerine kuruldu ve güneşle ayı emrine boyun eğdirdi. Bunların her biri belirli bir vakte kadar yörüngesinde dönüp duracaktır. O, tam bir nizama koyduğu kâinatta her işi çekip çeviriyor, her şeyi idâre ediyor ve gerçeğin bütün işaret ve delillerini detaylarıyla açıklıyor ki, bir gün gelip Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanasınız. Rad 2

Yazının orjinaline suradan ulaşabilirsiniz 

Yüce Allahin Kuantumda Yarattigi Mucize

Evrenin Erken Tarihinde Nötr Atomların Oluşumuna Katkıda Bulunan Bir “Kuantum Mucizesi”

Evrenimizin erken tarihinde kararlı ve nötr atomların oluşmasına katkıda bulunan bir “kuantum mucizesi”, yıldızların, gezegenlerin ve nihayetinde yaşamın oluşmasını mümkün kılmıştır. Astrofizikçi ve bilim yazarı Ethan Siegel, evrende oluşan ilk element olan hidrojen atomunun kuantum özelliklerinde bulunan ince ayar örneğine dikkat çeker. Yıldızların, gezegenlerin ve yaşamın oluşabilmesi için nötr atomlar kesin bir ön koşuldur. Büyük Patlama’dan sonraki ilk üç dakika içinde, ışık ve kısa süren nükleer füzyon süreci sayesinde evrendeki en hafif iki ya da üç elementin çekirdekleri oluşmuş olsa da, hidrojen ve helyum gibi kararlı nötr atomlar ancak 380.000 yıl sonra meydana gelmiştir.

Neden Bu Kadar Uzun Sürdü?

Büyük Patlama modeli —ki bu model, kozmik mikrodalga arka plan ışımasının kara cisim spektrumu ölçümleriyle doğrulanmıştır— evrenin başlangıçta yıldız çekirdeğinden bile daha sıcak ve yoğun olduğunu ortaya koyar. Bu yüksek sıcaklık, parçacıklar arasındaki sık ve şiddetli çarpışmaların yanı sıra, etrafta dolanan yüksek enerjili fotonlarla yapılan çarpışmaları da garanti altına almıştır.

Evren genişleyip soğudukça, elektronların pozitif yüklü atom çekirdekleriyle birleşmesi gerekiyordu: Protonlar (hidrojen) ya da iki proton ve iki nötrondan (helyum) oluşan çekirdekler. Elektronlar daha önce yüksek enerjili fotonlardan, elektron ve pozitron çiftlerine dönüşüm yoluyla oluşmuştu.

Bu noktada, evrensel elektriksel nötrlüğü sağlayan ayrı ve önemli bir ince ayar gizemi ortaya çıkar: Protonlarla elektronların sayısı tam olarak eşittir. Bu gerçekten dikkat çekicidir çünkü protonlar ve elektronlar tamamen farklı türde temel parçacıklardır ve elektronlar, proton üretimi sona erdikten sonra bile enerjiden üretilmeye devam etmiştir.

Ethan Siegel, kararlı nötr atomların oluşmasındaki zorluğu şöyle tanımlar:

“Sıcak, erken evrende, atom çekirdekleri bir kez oluştuktan sonra nötr bir atom oluşturmak kolaydır, ancak bu atom uzun süre dayanmaz. Bu nötr atomun yok edilmesi ve tekrar çıplak çekirdek ile serbest elektrona dönüşmesi hem kaçınılmaz hem de hızlıdır… Nötr atomların yok edilmesi, elektronların tekrar fotonlar tarafından ‘iyonize’ edilmesiyle gerçekleşir. Üstelik bu fotonlar, elektron yakalama süreci sırasında yayılan fotonlardır.”

Dolayısıyla, nötr atomların oluşmasındaki gecikmenin nedeni, enerjik fotonlarla dolu sıcak ortamdır. Ayrıca, bir nötr atomun oluşumu sırasında yayılan fotonlar, başka bir atomu uyararak onun tekrar iyonlaşmasını kolaylaştırır.

“Mucize” Burada Başlıyor

Nötr atomların oluşmasını sağlayan ince ayarlı “kuantum mucizesi”, bu elektron yakalama ve yeniden iyonlaşma yarışını, iki aşamalı tek yönlü bir süreçle “kestirmeden” çözer. Bu süreçte yayılan iki foton, yeniden iyonlaşmaya katkıda bulunamayacak kadar zayıftır.

Siegel, bu iki foton geçişinin olağan dışı kuantum özelliklerini şöyle tanımlar:

“Evrenin bir kozu var: Yüzeyde kuantum fiziği kurallarına göre yasak olan bir ‘mucizevi’ kuantum geçişi mümkün kılıyor. Eğer hiç atom oluşmasaydı, evrenin ışığa şeffaf hale gelmesi bir milyar yıldan fazla sürerdi. Eğer bu iki-foton geçişi olmasaydı, evrenin şeffaf hale gelmesi ve nötr atomların oluşması neredeyse bir milyon yıl alırdı. Ama kuantum mekaniğinin gerçek yasaları ve Büyük Patlama’dan beri genişleyip soğuyan bir evren sayesinde, bu süreç sadece 380.000 yıl sürer; sonunda evrendeki hemen hemen tüm atomlar kararlı ve nötr hale gelir…”

Diğer araştırmacılar, bu iki-foton geçiş sürecinin, daha hızlı olan tek-foton (Lyman-α) geçişine kıyasla 100 milyon kat daha yavaş işlemesine rağmen, nötr atom oluşumunda baskın rol oynadığını belirtmektedir:

“Bu çok sıra dışı koşullar sayesinde, 2s ↔ 1s iki-foton bozunma süreci, Lyman-α rezonans geçişinden yaklaşık 10⁸ kat daha yavaş olmasına rağmen, kozmolojik hidrojen rekombinasyonu dinamiklerinde belirleyici bir rol oynayabilmektedir.”

Yaşama Karşı Umursamazlık

Bu hassas kuantum geçişi sayesinde, evrenimiz yaşamı sürdürebilecek koşullara ulaşmak için yüz binlerce yıllık bir avantaj kazanmıştır. Ne var ki, kuantum mekaniğinin bu tuhaf süreçleriyle nötr hidrojen atomlarının oluşumuna dair ilgimizi arttıran Siegel, yaşam ve zekânın ortaya çıkışı konusunda neredeyse umursamaz bir tavır sergiliyor gibi görünmektedir.

Bu kuantum düzenbazlığının “kuantum mucizesi” olarak tanımlanmasının ardından, Siegel şunları belirtir:

“Nötr atomların varlığı, ilk yıldızların oluşması için sahneyi hazırlar. Yerçekimi, nükleer füzyon ve zaman işini yaptıktan sonra, gezegenler, yaşam ve karmaşık organizmalar ortaya çıkabilir. Zeki yaşam sahneye çıktığında ise, milyarlarca yıl önce neler olduğunu yeniden inşa edebilecek kapasiteye sahip olur. Bu anlamda, insanlık, evrenin kendini bilinçli hale getirip anlamasının en dikkat çekici örneğidir.”

Ancak burada, akıllı bir bilim insanının, mevcut verilerin çok ötesine geçen ve doğalcılığın bilinen sınırlarını aşan yorumlarda bulunduğuna tanık oluyoruz. Hidrojen gazından yaşama, oradan da insan bilincine giden sürecin yalnızca doğal süreçlerle açıklanabileceği varsayımı, birçok materyalist için adeta derin bir kör nokta teşkil ediyor. Gözlerinin önündeki gerçekleri görmek istemez gibiler.

Yine de doğa, ince ayar ve tasarım izlerini görmek isteyen herkes için kanıtlarını sunmaya devam ediyor.

Paylaş:

Yazar: MuratS

Gezgin, Allah aşığı, varlık bilim genel ilgi alanı- Bilim Yazarı

İlgini Çekebilir

Yaratilisin Ses Hali- Kulaklarımız

Kulağın Mucizevi Dünyası: Yaratılışın İşitilen Ayetleri Gözlerimiz dünyaya açılan pencerelerimizdir deriz. Peki ya sessizliği bile …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir