Bu yazıyı okuyanların pek cogunun 50-60 yasinin üstünde olacagini düşünmüyorum. Ortalama yas grubunun ose 20 ila 40 arasında olması yüksek ihtimal olacaktır. Biz 20 ila 40 yas arası grup olarak hali hazırda bir sistemin, nimetlerin icinde uyandık. Insan bir nimete düzenli olarak maruz kalmaya başladıktan bir sure sonra bu nimete Karsi hassasiyetini yitirmeye başlamaktadır. Soz gelimi her gun size hayalini uzun yıllar kurduğunuz ancak yanından dahi gecemediginiz bir Ferrari verseler muhtemelen ilk bir kaç Gunde sonra arabaya duyduğunuz büyük heyecanı yitireceksiniz. Arabayı sevmeye devam edebilirsiniz ama sizin icin sırada olacaktır, bundan bahsediyorum. Bizde pek çok nimeti gözümüzün acar amaz insanoğlunun uzerinde bulduk.
An itibariyle yasadigimiz nimetlerinden sonuna kadar yararlandigimiz medeniyet nimeti bunlardan en onemlilerindendir. Ancak medeniyet nimetinin diğer hazirda bulduğumuz nimetlerden bir farki vardır. Bu nimet hazır halde sunulmamış ancak üretebileceğimiz, yon verebileceğimiz sekilde ham madde ve yapma kabiliyeti elimize verilerek önümüze sunulmuştur. Bunu kucuk bir çocuğun eline verilen yeterli zaman ve lego gibi yaklaşabilirsiniz. Hali hazıra çocuğun bunu yapabileceke ileri vardır ki insan eli evrende alet tasarlayabilecek en mükemmel yaratilisa sahip organik yapıdır. Ayni zamanda çocuk akilli bir yaratık olarak görebilmekte, duyabilmekte, degerlendirebilmekte ve aksiyon alabilmektedir. Sadece lego parçaları ona birlestirilebilecek sekilde verilmiştir.
İste insanin hikayesi de ayni sekilde buna benzerdir. Aslında insan ornegimizdeki o cocuktur eli, yüzü, konuşma yeteneği, nakletme yeteneği, görme yetisi vb. diğer tum kabiliyetleri ona yüce Allah tarafından verilmiştir. Bunlara ek olarak dünya içerisinde degerli metaller, tarıma elverişli toprak, atesin yeryüzüne bahsedilmesi gibi pek çok ana ancak işlenmemiş nimetle Yüce Allah ona medeniyet insa etme gucu ve kabiliyetini vermiştir.
Size her istediğiniz şeyi verdi. Eğer Allah’ın nimetini saymaya kalkışırsanız, onu sayıp-bitirmeye güç yetiremezsiniz. Gerçek şu ki, insan pek zalimdir, pek nankördür. Ibrahim 34
(Peki siz bugüne kadar hiç bunu dusundunuz mu ? Pek çok insan yüzeysel bir düşünmenin ardından Yüce Allaha Karsi sorumluluklarını hatırlar ancak kısa bir zaman içerisinde rabbine Karsi tekrar isyankar bir duruma girer. Bu durumun asli sebebi insanin Yüce Allaha olan oldukça menfaatçi ve samimiyetsiz yaklasimidir. İnsanların pek cogu Yüce Allaha tribünlerden tanidigi bir arkadaşından fazla deger vermemektedir. Bu anda pek çok kisinin hayır biz Allahi severiz ve o bizim Rabbimizdir dediğini duyar gibiyim. Peki sevgiyi göstermenin asli yolu dilimiz mi yoksa ellerimizmidir ? Mesela bir kadini sevdiğinizi Gunde bin kere söyleyebilirsiniz ancak ona sevdiğinizi gösterecek sekilde zaman ayırmaz, ona ihanet edebileceğiniz her fırsatta ihanet ederseniz elimizde gercekten sevgiden bahsedebilecegimiz bir durum mevcut olurdu ? Tabiki hayır , ancak yüce Allaha gösterilecek sevgi bir kadina duyulacak sevgi ile kıyaslanamaz. Onun bir kıstası yoktur ve en yüksek sevgi ve fedakarlık gösterilmelidir. Çünkü o bize herseyimizi verendir…)
Evolutionnews websitesi Dr. Brian Miller ile bu konunun detaylarını tartismis ve sonuna da daha once yayinladiklari ” Ayricalikli Gezegen” videosunu eklemişler. Kendinize bir iyilik yapın ve hem bu yazıyı sonuna kadar iki kere okuyun hemde videoyu izleyin. Bir kez olsun samimi olarak Yuce Allahi tanimaya gayret gösterin.
Ana yazıya gecmeden once Michael Denton in uzun serisinin sitemizde çevrildiğini tekrar hatırlatalım. Ilgili seriden Ates icin yazdigimiz özel yazıya buradan ulaşabilirsiniz.
Yeryüzü Insan Medeniyeti Oluşması Icin Uygun Sartlarda Yaratilmistir
Fizik, kimya, biyoloji ve ilgili alanlardaki giderek artan kanıtların, evrenimizin bizim gibi büyük çok hücreli varlıklar için tasarlandığını öne sürdüğünü biliyor olabilirsiniz. Ancak insan teknolojisi için Dünya’nın benzersiz şekilde uygun olduğuna dair de kanıtlar olduğunu biliyor muydunuz?
ID the Future için yeni bir bölümde, fizikçi Dr. Brian Miller ile insan teknolojisinin ilerlemesine yol açan tasarım parametrelerinin bir araya gelmesinden bahsettim. (Andrew Mcdiarmidin ağzından)
Mesela, ateş olmasaydı hala taş aletler kullanıyor olurduk ve yiyecek aramak için çoğu zamanımızı harcardık. Gezegenimizin ince ayarlanmış özellikleri, ateşi kullanmamıza ve daha hassas araçlar oluşturmamıza izin vermektedir.
Peki Tarım ? Küçük alanlarda büyük miktarda yiyecek yetiştirebilmemizin, bize enerji ve teknoloji geliştirmek için zaman kazandırdığını varsaymaktayız. Toprağımızın cömert olduğunu da göz ardı etmeyiz. Dünya’nın toprağını sağlıklı tutmak için bir bütün olarak organizmaların bir ağ ve Sirket gibi uyum icinde calismaktadir. Bunlara ek olarak sonra jeolojik ince ayarlamada vardır. Altın ve demir gibi değerli metallerin madenciliğini yüzeye yakin yapabilmemiz kesinlikle bir ince ayardır ve medeniyetimizin sartlarindandir. Levha tektoniği, su döngüsü ve diğer süreçler, önemli malzemeleri yüzeyine yakın tutar, böylece onlara ulaşabiliriz.
Tüm bunlar tesadüf mü?
Bir veya iki şanslı parametreye tesadüf denilebilir, ancak birden fazla kanıt yığılırsa, şansın bir açıklama olarak kullanılması bilime ve akla hakarettir.
Karada ve denizde sizi gezdiren O’dur. Öyle ki siz gemide bulunduğunuz zaman, onlar da güzel bir rüzgarla onu yüzdürürlerken ve (tam) bununla sevinmektelerken, ona çılgınca bir rüzgar gelip çatar ve her yandan dalgalar onları kuşatıverir; onlar artık bu (dalgalarla) gerçekten kuşatıldıklarını sanmışlarken, dinde O’na ‘gönülden katıksız bağlılar (muhlisler)’ olarak Allah’a dua etmeye başlarlar: ‘Andolsun eğer bundan bizi kurtaracak olursan, muhakkak sana şükredenlerden olacağız.’
Evolution News websitesinde yayınlanan videoyu icin :