Evolution News sitesinde Casey Luskin Imzasi ile yayınlanan bu yazıda evrimcilerin yaratilis görüşlerine Karsi ses kalabaligi formülüyle ettigi itirazlarda kullandigi argümanları curutuyor. Yazi kısa bir özet formatında yayinlanmis daha geniş bilgiler ilgili linkteki yayından dinlenebilir. Ancak ben kısa özetinde İngilizce dinleyemeyenler icin gayet yeterli olacagini düşünüyorum.
Evrimciler yaratilisi savunan bilim adamları karsisinda argüman olarak sorun yasadiklarinda hemen sahte bir saldırı bayrağı acar ve onları henüz bilmediğimiz seyleri kullanarak argumanlarini güçlendirmekle suclarlar. Buna ingilizcede God of The Gaps yani boşlukların Tanrısı aramanı denir. Aslında asla Boyle olmamaktadır. Soz gelimi bilim adamları DNA yi öğrendikten sonra bunun arkasında her bir zerreye hükmetmesi muhtemel bir tanri olmalı demislerdir. Yada Bigbang keşfedildikten evrenin yaratilmis olması ihtimali son derece akla yatkin bir sekilde gösterilmiştir. Ayrıca evrendeki ince ayarlı düzen bunun kesinlikle yaratilmis olmasını gerektirmektedir. Roger Penrose bizimki gibi yasemin ortaya cikabilecegi bir evrenin ortaya çıkma ihtimalini 10 uzeri 10 uzeri 123 te bir olarak hesaplamaktadır. Matematikte ise 10 uzeri 50 nin uzerindeki ihtimaller teknik olarak imkansizligi göstermektedir.
Buna ek olarak 1990 li yıllardan itibaren gelişen bilgi düzeyimiz hücre ici dünyayı daha iyi şartlarda gözlemlemiş ve hücre, özellikleri ve vb. biyolojik yapılar uzerinde daha çok calismistir. Bu çalısmalar açık bir sekilde milimetrenin milyonda biri alanlarda muazzam yaratilislar ortaya cikarmistir. Bunlardan biri bakteriyel kamcidir. Dr . Mike Behe bu yapı uzerinde calismis ve bu yapının öncülleri olmadan ir anda ortaya çıkmak zorunda oldugunu bununda imkansız oldugunu zekice bir yaratilisin olmak zorunda oldugunu göstermiştir. Gördüğünüz uzere Michael J Behe yaratilisin gerçekleşmiş olması gerektiğini çünkü tesadüflerin asla bunu uretemeyecegini gösterirken bilgisizliğe bilgi boşluğuna degil aksine bilgiye sirtini dayamistir.
Casey Luskin verdigi diğer yanitlardada fosil kayitlarinin evrimcilerin tahminlerinden çok yaratilisi savunan bili adamlarının tahminlerine gore ciktigini acik bir sekilde göstermekte ve buradaki Bosluklarin Tanrısı iddiasininda temelsiz oldugunu göstermektedir.
Son ornek insanin sözde atalarından biri olduğu iddia edilen Lucy ninde hayali bir konumda konumlandirildigini delillerini göstererek ispatlamaktadır.
Gordugunuz uzere yaratilisi savunan bilim adamları ellerinde bilgi olmadıgı biliminde bu konuda açıklama yapamadigini iddia ederek bir seyleri savunmamaktadırlar. Aksine elllerindeki bilgiyi kullanarak bu cikarimlari yapmaktadırlar.
Yazının orjinaline suradan ulaşabilirsiniz, ayni linkte sesli yayını dinleyebileceginiz linkte mevcuttur.
Biz ayetlerimizi hem afakta, hem kendi nefislerinde onlara göstereceğiz; öyle ki, şüphesiz onun hak olduğu kendilerine açıkça belli olsun. Her şeyin üzerinde Rabbinin şahid olması yetmez mi? Fussilet 53
Yaratilis – Akilli Tasarıma Yonelik Bazi Bilinen Itirazlara Yanıtlar
Boşlukların Tanrısı, Eşsiz Karmaşıklığın Koşullanarak Açıklanması, Lucy’nin İnsan Atası Olduğu İddiası
Bunlar akıllı tasarım teorisine (ID – Intelligent Design) yönelik bazı yaygın itirazlar olabilir. Ancak bu eleştirilere nasıl etkili bir şekilde cevap vereceğinizi biliyor musunuz?
ID the Future adlı podcast’in yeni bölümünde, jeolog ve hukukçu Casey Luskin, bu yaygın eleştirileri nasıl çürütebileceğimizi anlatıyor. Konuşma, Truthful Hope podcast’inde sunucu Jacob Vasquez ile yaptığı söyleşinin ikinci bölümünde geçiyor.
Aşağıdaki yaygın eleştirilere karşı nasıl yanıt verileceğini öğrenin:
1. “Boşlukların Tanrısı” İddiası:
Dr. Luskin, akıllı tasarımın bilgi eksikliğinden kaynaklanan bir “boşluklara Tanrı yerleştirme” (God-of-the-gaps) argümanı olmadığını açıklıyor. Aksine, bu teori; karmaşık, belirli bilgi (specified complexity) ve indirgenemez karmaşıklığa sahip sistemler hakkındaki bilinen verilere dayanıyor. Bu tür sistemlerin, deneyimlerimizde sadece bilinçli bir zihin veya kişisel bir etken tarafından üretildiği görülmüştür.
Luskin ayrıca, doğanın her şeyi sonunda açıklayacağını varsaymanın da aslında bir tür “doğalcılık boşluğu” (naturalism-of-the-gaps) olduğunu öne sürüyor.
2. İndirgenemez Karmaşıklığa Karşı “Koşullama” (Co-option) Cevabı:
Koşullama (ya da ortak parça kullanımı) argümanı, evrimsel biyologlar tarafından indirgenemez karmaşık yapıların (örneğin bakteriyel kamçı – flagellum) açıklanması için kullanılır. Bu argümana göre, var olan parçalar yeniden kullanılarak yeni yapılar oluşabilir.
Luskin, bakteriyel kamçı ile Tip III Salgı Sistemi (T3SS) örneği üzerinden bu iddiayı eleştiriyor. Ona göre:
-
Öne sürülen “ödünç alınmış” parçalar genellikle birbirinin yerine geçebilecek yapılar değildir.
-
Zamanlama sorunu vardır: T3SS, evrim tarihinde geç dönemde ve sadece bazı bakterilerde görülürken, kamçılar çok daha erken ve yaygın şekilde ortaya çıkmıştır.
Luskin, bu “koşullama hikâyeleri”nin genellikle ayrıntıdan yoksun olduğunu, başarılı olsalar bile bunun bilinçli bir zekâyı (yeniden yapılandırma, yeniden birleştirme gibi) gerektirdiğini savunuyor.
3. Fosil Kayıtlarının Akıllı Tasarıma Karşı Olduğu İddiası:
Luskin, Darwinci evrim teorisinin öngördüğü şekilde kademeli geçiş fosillerinin fosil kayıtlarında büyük oranda eksik olduğunu iddia ediyor. Ona göre fosil kayıtları genellikle ani ortaya çıkışlara (“patlamalara”) işaret ediyor.
Örnekler:
-
Kambriyen Patlaması: Birçok büyük hayvan grubunun fosil kayıtlarında aniden belirmesi.
-
Karasal bitkiler, çiçekli bitkiler, kuşlar ve memelilerin de benzer şekilde “patlama” tarzında ortaya çıktığını savunuyor.
4. Lucy’nin (Australopithecus afarensis) İnsan Atası Olduğu İddiası:
Luskin, sıklıkla insan atası olarak gösterilen Lucy fosiline de değiniyor. Ona göre:
-
Lucy ile Homo cinsi (insan benzeri türler) arasında “aşılması zor bir boşluk” vardır.
-
Lucy’nin gerçekten iki ayaklı bir şekilde yürüme alışkanlığı olup olmadığı şüphelidir.
Bunu desteklemek için şu kanıtları sunar:
-
Eklem yapıları, el kemikleri, parmak kemikleri: knuckle-walker (eklem üzerinde yürüyen, şempanze benzeri bir yapı).
-
Kalça kemiği: şempanze benzeri.
-
Uyluk kemiğinin açısı ve uzun kollar: ağaçlara tırmanmaya uygun, modern insan gibi yere dik yürüme yetisi göstermiyor.
Sonuç olarak, Luskin Lucy’nin iki ayak üzerinde yürümesinin, modern insanlar gibi kalıcı ve karasal değil, daha çok ağaç dallarında yürümeye yönelik olduğunu öne sürüyor.
Evrim Yaratilis Evrim- Yaratilis- Dinler