Müşriklik Samimiyetsizliktir

Müşriklik Samimiyetsizliktir

 

Müşriklik samimiyetsizliktir. Bu gerçekten böyledir, çünkü samimi olmak Allaha tam teslimiyeti getirir ve Allahın kendi isminin yanında aracı gibi görülebilecek isimlerin zikredilmesinden haz etmediğini anlamayı gerektirir.

 

Samimi olmak herhangi bir duygu yada hareket için kullanılabilecek bir deyimdir. Söz gelimi annenizi samimi olarak seviyorsunuz (ki her anne samimi olarak sevilmelidir), işte bu noktada çoğu zaman onu mantığınızı bırakarak seversiniz. Başka insanlar ile kurduğunuz ilişkilerde ilişkiye  menfaat temelli olarak yaklaşabilirsiniz ki bu mantığın bir gereğidir ancak konu anneniz olduğunda menfaat yaklaşımı söz konusu olmaz, eğer onu gerçekten samimi olarak seviyorsanız. Anneniz için vaktinizi ve paranızı bir hesap karşılığı tutmadan harcarsınız, onun hayatı için kendi hayatınızı riske atarsınız, yada olabilecek tüm boş vakitlerinizi annenize harcamaktan çekinmezsiniz. Samimiyet anneye karşı ancak böyle olabilir, samimiyet kelimesinin hakkı ancak hesap kitap ve ikincil menfaatler olmadığı sürece geçerlidir.

 

Peki kullarının pek çoğu neden Allaha karşı samimi değildir!! Sadece bir kaç on yıl yaşadığımız bu küçük gezegende insanın bariz bir şekilde tüm canlı şeyler gibi yaratıldığı ve tüm canlı şeylere zıt olarak bir bilinç taşıdığı görülmektedir. Hiçbir vahye ihtiyaç olmadan mantıklı bir insan işi şu noktaya kadar götürebilir;

 

” Canlı yaratıklarda bir sistem belirtisi var, doğal süreçler ile yada tesadüfen oluşamayacak bir yaratım süreci gerçekleşmiş gibi duruyor ve tüm bu yaratılışın merkezinde bilince, sorgulamaya, sevmeye, sevilmeye, eser çıkarmaya, medeniyet kurmaya ehil tek canlı insan. Sanki bir şeyler yada biri bizi burada sınamak istiyor gibi duruyor”

 

Ama evrenin yüce yaratıcısı Allah işi bu bilinç ile bırakmamış ve içimize kendisine inanma içgüdüsü, (Allaha inanmak yaratılışımızda var)    sorgulama içgüdüsü ve içimizden elçiler çıkararak yardımını doruk noktaya çıkarmıştır. İşte tüm bunların hepsi kullarının ona içten ve samimiyetle yönelmesi için yaratılmıştır. Ancak her şeye rağmen ben Allaha inanıyorum, yada ben Allah teslim oluyorum diyenlerin dahi birçoğu Allaha samimi olarak teslim olmamaktadır ve Allaha ancak bir ucundan ibadet etmektedirler.

İnsanlardan kimi de Allah’a dinin bir ucundan ibadet eder; eğer kendisine bir hayır isabet ederse ona razı olur, kararlaşır ve eğer bir bela isabet ederse, yüzü üstü döner (dinden çıkar). Dünya ve ahireti perişan olur. İşte bu aldanış, apaçık ziyandır. Hac 11

 

Bir ucundan ibadet edenler Allaha isyan eden, fasıklıkta zirve kullar yada Allahı yada sorumluluğu inkar eden bedbahtlar değillerdir. Bilakis bunlar Allaha ibadet edenlerdir ancak ibadetlerine ve sözde teslimiyetlerine şirk karıştırmışlardır. Şirkin yani Allaha ortaklar koşmanın olduğu yerde ise samimiyetten söz edilemez. Şirk samimiyeti yok eder.

 

Müşriklik taklit ediciliktir, müşriklik kurumunun içinde samimi değer yargıları olmadığı ve ihlas olmadığı için müşrikler genelde birbirlerini taklit ederler buda bil ahire leş gibi bir samimiyetsizliktir. Belki samimi olarak içlerinde bulundukları durumu sorgulasalar bulabilecekleri çıkış kapılarını da taklitçilik ile yok etmekte kendi kendilerini bir zihinsel zindana kapatmaktadırlar.

 

Çünkü ortalama bir zekaya sahip bir kişi rahatlıkla hayatın ve ölümün sahibinin Allah olduğunu bilir ve Kuranda onun en çok nefret ettiği şeyin kendisine şirk koşulması olduğunu görür ve önlemlerini ona göre alır. Yani bu şirk mefumundan çok korkar ve şüpheli olarak görünen yada eleştirilerin olduğu kişi, grup yada vb. oluşumlara karşı kafadan onları direkt reddetmeden incelemesini yapar ve ardından ihlasa yakın bir karar verir. Ancak bunu yapmaz ve taklitçilik yaparsa işte bunlar gibilere Allah şöyle demektedir;

 

Allah’ın izni olmaksızın, hiç kimse için iman etme (imkanı) yoktur. O, akıl erdiremeyenlerin üzerine iğrenç bir pislik kılar.  Yunus 100

 

Allah söz konusu olduğunda yaratılmışların sistemleri temel alınarak örnek vermeler genelde geçersizdir. Çünkü Allah ikinin üçüncüsü, dördün beşincisidir.

 

Hemen bugun hiç kibir yapmadan Allah ile olan ilişkinizi tespit edin, Allaha bir günün içerisinde ne kadar yer verdiğinizi düşünün, Allaha en son ne zaman dua ettiğinizi hatırlayın, en son ne zaman salih bir iyilik, hareket yaptığınızı düşünün, namazlarınızda secdeye giderken Allaha teslim olmuş bir kalplemi secde ediyorsunuz yoksa alacak vereceklerinizi mi hesap ediyorsunuz bunun düşünün ve cevap verin… Allahı hayatınızın merkezine almadan asla teslim olmuş sayılmazsınız, kendinizi kandırmayın, oyun oynamayı bırakın. Tüm evreni yaratmış yüce bir kudrete sanki bağış yapıyormuş gibi bir ibadet yaptığınız da gösterişli bir ruh halinde olmayın. Bizler zavallılarız o ise hükümdar, yakında ölüp çürüyeceğiz,asla çürümeyecek olan yüce Allaha, işte o derece kuvvetli yaratıcıya her şeyin sahibine nasıl teslim olunması gerekiyorsa o şekilde teslim olun.

 

Onlar, Allah’ın kadrini hakkıyla takdir edemediler. Oysa kıyamet günü yer, bütünüyle O’nun avucu (kabzası)ndadır; gökler de sağ eliyle dürülüp-bükülmüştür. O, şirk koştuklarından mü

Paylaş:

Yazar: MuratS

Gezgin, Allah aşığı, varlık bilim genel ilgi alanı- Bilim Yazarı

İlgini Çekebilir

Vucutlarimiz Nasil Calisir ? Tesadüf Degil 6

Serimize devam ediyoruz. Önceki yazılarda görebileceğiniz uzere yazarımız Prof. Howards Glicksman kademe kademe hücresel islem …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir