Müşrikler Allaha İnanırlar

Müşrikler Allaha İnanır

 

Toplumda müşriklik ve şirk terimleri ile alakalı temel bilgilerin gerçeklerden oldukça kopuk olduğu bir vakıadır. Bu kopuk bilgiler müşrikleri Allahı bırakıp kendi elleriyle yaptıkları tahta putlara tapan kişiler olarak bile gösterebilmektedir. Ancak gerçek tabi ki bundan çok farklıdır.

 

Kuranda müşriklerin ancak Allaha ortaklar, paydaşlar (İşinde, keyfinde) koşarak inandıkları, ancak bununla beraber Allaha ibadet ettikleri de vurgulanır.

 

İyi bilin ki, halis din yalnız Allah’ındır. O’nu bırakıp da başka dostlar edinenler, “Biz onlara sadece, bizi Allah’a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz” diyorlar. Şüphesiz Allah, ayrılığa düştükleri şeyler konusunda aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz Allah, yalancı ve nankör olanları doğru yola iletmez. Zümer Süresi 3

 

 

İnsanların bu kadar açık ve temel bir bilgiyi bilmeyip hala Allaha ulaştıran aracılar olduğunu iddia ettikleri modern putlara teslim oluşlarının temel sebebi konunun adeta çorba haline getirilmesidir. Birde müşriklerin ve onların gözünde kutsal olan hoca efendileri, şeyhleri vb. nin dönem dönem aynen geçmişte yaşayan benzerlerinin söylediği gibi ” Biz zaten Allahtan istiyoruz, sadece duamızı, ibadetimizi, düşüncemizi vb. falanca kutsal zata, filanca kutsal şeye yönlendirerek onun ruhaniyetinden fayda sağlıyoruz” şeklinde argüman kurmaları özellikle cahil insanların ” Ya bakın zaten Allahtan isteniyor sonuçta, bunda zarar ziyan nedir” diye sormalarına ve dahası bu geçersiz argümana teslim olmalarına sebebiyet vermektedir.

 

Ancak kuran ve mantık açıktır. Kuranda yukarıda verilen örnekteki her durumun açıkça şirk olduğu bildirilmektedir.

 

De ki Allah ile aranıza koyup yardıma çağırdıklarınıza kul olmam bana yasaklandı. Bu yasak, Rabbimden bana, açık ayetler geldiği vakit kondu. Ben varlıkların sahibine teslim olma emri aldım. Mümin süresi 66

 

Burada yardım istemek ile ilahi kudrette bir yardım istemek mefumunu incelemek gereklidir. Çünkü pek çok kişi aslen bu noktada hataya düşmektedir. Ben bir şahıs olarak çevremde bulunan herhangi birinden bir bardak su istersem bu normal bir yardım isteme ve ilgili kişinin o suyu vermesi normal bir yardım olur. Ama tutup da ormanda bir gün yürürken bir çukura düştüğümde suyu ” Ya Geylani bana bir bardak su gönder” dersem bu yardım olmaz. Çünkü doğal şartlar geçerli değil bu yardımda. Bu yardım isteme ancak tüm sesleri işitebilen, tüm varlıkları yoklayan, duyan, gören, haberi olan ve bunlarla kalmayıp birde hepsine cevap verebilecek güce sahip olan Allahtan istenebilir. İşte bu tarz bir yardım isteme şekli açık bir şirktir.

 

Ancak toplumumuzda hastalığa sebebiyet veren şirkin tek uygulamalı hali bu değildir. Bununla  birlikte özellikle dini konularda Allahı (Kuranı) dinlemek, kurana uygun Sünnete göre hareket etmek yerine Kurana zıt olmasına karşın hocasını, önderini dinleyen kişilerin yaptıkları da açıkça bir şirktir. Şunu demek istiyorum, Kuranda faizin, kul hakkı yemenin açık bir günah olduğu bildirilmektedir. Siz bu bilgiye rağmen herhangi bir hoca efendi yada benzeri bir şahıs ” Bu zamanda böyle durumlarda şöyle yapılabilir vb.” Kurana açık muhaliflik içeren emirlerine teslim olursanız o halde sizin artık o anda Allaha teslim olmak yerine şeyhinize emirinize teslim olduğunuz rahatlıkla söylenebilir ve buda açık bir şirktir. Hatta bu duruma kuranda örnekler ve yine bir hadiste bahsedilmektedir.

 

“Onlar, Allah’dan başka bilginlerini ve rahiplerini de kendilerine Rab edindiler, Meryem oğlu Mesih’i de. Oysa onlar bir olan Allah’a ibadet etmekle emrolunmuşlardı. Allah’dan başka hiçbir ilâh yoktur. O, müşriklerin ortak koştuğu şeylerden de münezzehtir.” Tevbe Süresi 31 [1]

 

 

Aslında müşrikliğin, şirkin gerçek tanımı için ben rahatlıkla şunu söyleyebilirim. Hayatınızda bir numara kim ?? Bu soruya vereceğiniz cevap sizin şirkin içinde mi yada şirkin kıyısında bir yerlerde mi olduğunuz sorusuna verilecek cevabı da beraberinde getirecektir. Eğer açıkça Allahı hayatınızda bir numara haline getirmezseniz eninde sonunda şirk sizi kavrayacak. Çünkü şirk toplumda inanılan puta tapma, Allahı inkar etme filan değildir. Aksine şirk ehli Allahı her zaman yaratıcı olarak kabul eder ancak yanına mutlaka kendisi direkt ortağıdır demese de ortaklar uydurur. Falanca tarikatın lideri, filanca grubun önderi, bilmem ne tarikatının bilmem nesinin bilmem ne kolu vs. vs Ama Allaha mülkünde ortak yoktur.

 

Yaşanan temel durumun kafa karışıklığı ve cehaletin bir ortaklığı olduğundan bahsettim. Bu cehalet ve çorba durumun etki ettiği müşrikler siz onlara şirklerinden bahsettiğinizde kendilerinin kesinlikle şirkin içinde olmadığından bahseder ve şirki red ederler.

 

Müşrikler, asıl hedeflerinin Allaha yaklaşmak, Allaha ulaşmak olduğunu söylerler. Allaha yakın saydıkları bir kısım varlıklara, aracılara şefaatçilik görevi yüklemeleri de buradan ileri gelmektedir. Hatta bu durumlarından o derece emindirler ki Allahın karşısında yemin edecek kadar ileri giderler.

 

22. 22.Onları tümüyle (mahşere) toplayıp da Allah’a ortak koşanlara, “Nerede, ilâh olduklarını iddia ettiğiniz ortaklarınız?” diyeceğimiz günü hatırla.
23. 23.Sonunda onların manevraları, “Rabbimiz Allah’a andolsun ki biz (O’na) ortak koşanlar değildik” demelerinden başka bir şey olmayacaktır.
24. 24.Bak, kendilerine karşı nasıl yalan söylediler ve iftira edip durdukları şeyler (uydurma ilâhları) onları nasıl yüzüstü bırakıp kayboluverdi? Enam Süresi 22-24

 

Mekkeli müşriklerin kabeyi tavaf ederken söyledikleri şu sözler çok düşündürücü ve ancak yazıda benim söylemek istediğim herşeye ışık tutan sözlerdir.

 

” Emret Allahım emret, senin hiçbir ortağın yoktur. Yanlız bir ortağın vardır[2] ki onunda, bütün yetkilerinin sahibi de sensin.[3]

 

Müşriklerin yaşadıkları şey tam anlamıyla bir kafa karışıklığı ve saçmalıktır. O ortağın ve bütün yetkilerinin sahibi Allahtır dediklerinde herşeyin günlük gülistan olacağını düşünmektedirler ancak bu doğru değildir. Kutup, Gavs, evtad vs. adlarla andıkları kişilere olağanüstü yetkiler yakıştıran tarikatlarda böyledir. Onlarda aynı müşrikleri gibi yetkiyi Allahın verdiğini söyleyince herşeyin hallolduğunu s

[1] https://sorularlaislamiyet.com/tevbe-suresi-31-ayette-gecen-yahudi-ve-hristiyanlarin-hahamlari-ve-rahipleri-rab-edinmeleri-konusu-0  Yahudi ve hristiyanların bilgin, rahip ve hahamlarını rabler edinmeleri ile alakalı daha fazla bilgi için lütfen ilgili siteye bakınız. Çok hüzünlüdür ki pek çok müslüman neredeyse aynı durumda olmasına rağmen kendisini temize çıkartmaktadır.

[2] Kabenin etrafında ki putların her biri bir aileye aitti. Her aile kendi putu aracılığıyla Allaha dualarını kabul ettirmek isterdi.

[3] Müslim, Hacc,3, 22-1185