İnsanın Kaderi- Ağaçların İnanılmaz Döngü Sistemi- Prof. Michael Denton Seri (12)

Bu yazı https://evolutionnews.org/2020/08/the-amazing-circulation-system-of-trees/ Adresinden ingilizceden türkçeye özet vari şekilde çevrilmiştir.

 

Çevirmen Önsözü; Dr Denton’ın Evolutionnews sitesinde yayınlanan serisini çevirmeye devam ediyorum. Ateş, metaller ve medeniyetmizin oluşması ve yükselmesi için yaratılmış tüm detayların aslında nasıl da programlı ve görkemli bir yaratılışı betimlediğini gösterdiği dizisinde bu kez ağaçların suyu nasıl yüksek noktalarına ulaştırabildiği konusunu irdeleyerek devam ediyor. Çoğu zaman gözümüzden kaçırdığımız görkemli yaratılış kanıtları aslında hayatın tüm gerçeğini gözlerimizin önüne serebilecek durumdadır. Yaratıldık, özellikle insanoğlu belli bir amaç için yaratıldı bu açık bir gerçek. Medeniyet oluşturabilmemiz, diğer canlıların üzerinde tahakkum kurabilmemiz, herşeyin üzerinde adeta bir otorite olabilmemiz, bunların hepsi planlı bir şekilde bize verildi.

 

Neden ?

 

Biz, gökleri ve yeri ve bunlar arasında bulunan şeyleri, oyun ve eğlence için (boş yere) yaratmadık. Enbiya 16

 

 

İnsanın Kaderi- Ağaçların İnanılmaz Döngü Sistemi- Prof. Michael Denton Seri (12)

 

Şimdi Stephen Vogel’in ”Bir yaprağın Hayatı” isimli kitabında bahsettiği suyun uzun ağaçlarda yukarı çıkışı hikayesine geldik.[1] Açık bir şekilde biliyoruz ki ağaç gövdeleri suyu metrelerce yukarı çıkaramasaydı geniş ağacımsı bitkiler yada ağaçlar asla var olamayacaktı. Pek çok ağaç ortalama 30 metre civarındadır ve bazı ağaçların boyu 100 metreyi bulabilmektedir. Nihayetinde anlaşıldı ki bu, akışkan sıvıların varsayılan birleşim noktalarından kaynaklanan doğanın başka bir uyumu vesilesi ile mümkün olabilmektedir, su,  başta olmak üzere dar bir tüpün içinde sıvılarda ciddi yüzey gerilimi eşliğinde esneme kuvveti özellikleri belirmektedir.( Cümleyi çevirmekte çok zorlandım. Orjinalini okuyup yanlışlarımı düzeltmek isteyen olursa çok memnun olurum.ÇN)

 

Yüzey geriliminden ( Bütün akışkan sıvılar için bir nevi tür özelliği)  kaynaklanan çok ince adeta kılcal borular suyu eğer borular yeterince dar ise 100 metre uzunluğundaki ağaçlara dahi taşıyabilirler. Mikrometrenin yüzde biri büyüklüğündeki bu borularda (10 nanometre) yüzey gerilimi çok güçlüdür ve bu da 3 kilometre yada 2 mil uzunluğunda ki bir su sütununu destekleyebilir.[2] Ancak viskozite[3] nedeniyle suyun direnci böyle dar boru benzeri yapılarda aşırı derecede yüksek olmaktadır.[4] (Yazarın burada bahsettiği su direnci adı geçen reçineleşme özelliği nedeniyle sıvının hareket edememesi olarak algılanabilir ÇN)  Gerçekte ağaçlardaki bu boru benzeri sıvı taşınım kanallarının çapları 0,3 ile 0,03 milimetre arasında değişmektedir ki bu bitki özünün minimum dirençle taşınabilmesi için ziyadesiyle yeterlikte bir büyüklüktür. Ancak Vogelin yorumladığı gibi; ”30 mikrometre suyu yanlızca 1,5 metre yukarı taşıyabilmektedir ve 300 mikrometrede durum daha kötüdür, sadece 15 cm yada 6 inç kadar.”[5]

 

Peki Ağaçlar Bunu Nasıl Yapabiliyor ?

Peki ağaçlar bir yandan 100 metre yüksekliğindeki uzunluklara suyu ince kılcal damarlar benzeri borulardan suyu taşımak ile uğraşırken diğer yandan nasıl oluyor da suyun akışkanlığını zorlaştıran reçine özelliği (viscosity) ile başa çıkabilmektedir ? Holbrok ve Zwienieki’nin açıkladığı gibi, bitkiler reçine özelliği akışkanlık problemi ve bir çeşit iç sürtünme (friction) sorununu adeta suyun nakliye ücretinin ödenmesi tarzında bir bedel ile halletmektedirler, ”yapraklardaki küçük ince kılcal boruların birleştirilmesi ve bu şekilde daha büyük nakliye boruları üretilmesi,  bu yeni borular ile ağaç gövdesi ve  köke uzanabilme özelliği ile halletmektedirler.”[6]

 

Buradaki önemli nokta kritik kılcal boruların ana taşıma borularında üretilememesidir. Holland ve Zwinieki buna dikkat çekmektedirler ;

 

” Bu minik kılcal boruların boyutları büyük borularda görmeyi umacağınız gibi belirgin değildirdiler, zikredildiği gibi boyutları 0,03 ile 0,3 milimetre arasıdır. Boyutların  büyük olmasından ziyade uygun ebatlar,  bitki hücresi matrixinde selüloz mikrofibillerin bol miktarda su çekebileceği ve aralarında 5 ila 10 nanometre mesafenin bulunabileceği yaprakların hücre duvarlarında bulunan hava-su sınırları tarafından belirlenir.”

 

 

Şurası çok önemli; Gözeneklerin  boyutları yüzey geriliminin (daha önce bahsettiğimiz gibi) 3 kilometre civarında bir su sütununa sebep olabilecek kadar küçüktür ve bu durum bahsettiğimiz su sütunu oluşumunu yada bir başka değişle nakliyesini değil, uzun ağaçların en üst noktalarına  dahi suyu taşıyabileceği anlamına gelmektedir.

 

Diğer bir değişle, yazarlar devam ediyor;

 

”Ağaçlar ve ağacımsı bitkiler gözeneklerinde bulunan mikro kılcal boruların yada bir başka değişle damarların birlikte kullanılması ile  (Problemin) üstesinden  gelmektedir ( yapraklarda gövde ile havayı birbirinden ayıran sınırlarda) ama suyun büyük geniş borumsu damarlarda kök ile yapraklar arasındaki makliyesinde (sorun devam etmektedir ÇN.) Bu strateji onlara devasa yükseklikler üzerinde kılcal gözenekler ve borulara karşı daha fazla başarı sağlamaktadır.”

 

 

Ortalama insan boyunun 2 metreden daha kısadır. Ağaçlar ise bizden metrelerde daha yüksektir. Bugüne kadar ağaçların o derece yükseklere suyu nasıl ulaştırdığını merak ettinizmi ? Allah ağaçların içerisinde insan vücudunda ki damarlar yaratmıştır ancak oldukça farklıdır bu damarlar. İnsanlar bir kalbe ve pompalama sistemine sahip iken ağaçlar bu sisteme sahip değildir. Ancak Allah ağaçların içerisinde yarattığı hem büyük hem de küçük kılcal damarlar ile bu sorunu çözmüştür. Küçük kılcal damarlarda meydana gelen yüzey gerilimi adeta bir pompa görevi ifa etmekte ve ağaçların en üst noktalarına dahi suyu ulaştırabilmektedir. İnsanın durup bunun üzerinde düşünmesi gereklidir; hiçbir bilince sahip olmayan ağaçların tamamen tesadüfi süreçler ile bu özellikleri kazandığı iddiasımı mantıklıdır yoksa kainatta gördüğümüz herşeyde olduğu gibi burada Allahın yansımasını mı görmekteyiz ? Allah ayetlerini kullarına gösterir, işte bu örnekte ağaçların suyu yüksek noktalarına ulaştırmada ki özelliklerini gösterdiği gibi…

 

Ama küçük kılcal boru tarzı gözenekleşmeler (yani küçük ebatlardaki yapraklardaki sınırlardaki kanallarda)  100 metre boyutlarındaki sütunları ayakta tutmaya yetecek iken ağaç yada bir başka değişle odun özünü kökten büyük nakliye damarlarına buradan da yapraklara ve ağacın en üst noktalarında iten şey nedir ?

 

 

Cevap şudur;  terleme yada buharlaşma vesilesi ile yaprak hücrelerinin hava-su sınırlarından bir emme işlemi sıvı üzerinde bir negatif baskıyı  bir çeşit sıvısal organ (menisci ÇN) tarafından tetikler buda adı anılan sıvının bütün ana damarlara iletilmesini sağlar. Bu hidrolik dediğimiz sisteminin en temel maddelerinden biridir, çevrelenmiş bir hidrolik sistem üyesine baskı yaptığınızda sistemin diğer bütün parçalarına bu baskı iletilir. Su molekülleri kökten yapraklara yada ağacın diğer bölgelerine verildiğinde diğer su molekülleri bunların yerini almak için kökün içine girmektedir.

  1. [1] Stephen Vogel, The Life of a Leaf (Chicago: Chicago University Press, 2010), Chapter Six.

 

[2]  N. Michele Holbrook, Maciej A. Zwieniecki, “Transporting Water to the Tops of Trees,” Physics Today 61 (2008): 76–77; Vogel, Chapter Seven.

[3] Reçine Özelliği, akışkanın katmanları arasında iç sürtünmeden meydana gelen ve akışkanlığı engelleyen direnç.

[4] N. Michele Holbrook, Maciej A. Zwieniecki, “Transporting Water to the Tops of Trees,” Physics Today 61 (2008): 76–77; Vogel, Chapter Seven

[5] Vogel 93

[6] N. Michele Holbrook, Maciej A. Zwieniecki, “Transporting Water to the Tops of Trees,” Physics Today 61 (2008): 76–77; Vogel, Chapter Seven

Paylaş:

Yazar: MuratS

Gezgin, Allah aşığı, varlık bilim genel ilgi alanı- Bilim Yazarı

İlgini Çekebilir

Hücre Bir Fabrika Degildir, Ondan Çok Daha Fazlasidir

”Hücre bir makine gibidir”, ”hücre çok gelişmiş bir fabrika gibidir” vb. pek çok benzetmeyi konuyla …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir