Hareket Kabiliyetimiz ve Beden Elektriğimiz

Sahip olduğumuz aletler, evlerimizin aydınlatması ve fabrikalardaki makinalarımızın çalışır durumda kalabilmesi için en önemli gereksinimlerden biri nedir, tabiki elektrik. Vücudumuzda da benzer mantıkla çalışan bir elektrik düzeneği olduğunu hiç düşünmüşmüydünüz ? İnsanoğlu sahip olduğu değerleri genelde elinde iken çok umursamaz yada üzerinde durup adam akıllı düşünmez. Hareket etme kabiliyetimiz ile alakalı durum da aynen böyledir. Nimeti kaybedenler yada doğuştan mahrum bir şekilde yaratılanlar ( Felç vb. hareket kabiliyetini kısıtlayan rahatsızlıkları kastediyorum) müstesna genelimiz hareket etme kabiliyetini ve onun kompleksliğini pek düşünmemişizdir. Allah hepsine şifa versin felç yaşamış bireyler  vücut elektriğinin kompleksliğini ve ne kadar büyük bir nimet olduğunu en az bir uzman kadar iyi bilir. Bu yazıda vücudumuzdaki elektriksel düzenden biraz bahsedeceğim, şahit olacağınız komplekslik bilginin içeriğinde değil yaratıcısındadır yani övgü sadece Allah içindir, zavallı şuursuz hücrelerin bir hakkı yoktur.

 

Standart hayatlarımız insanlık tarihinin gördüğü en yüksek konforu yaşamaktadır. Çok katlı apartmanlarımızı çıkmamız için yürüme zahmetinden bizi kurtaran asansörler, evlerde mazot lambası kullanmaktan bizi koruyan aydınlatma sistemlerimiz, yemeğimizi bizim yerimize hızlı bir şekilde pişiren mikrodalga fırınlarımız, insanlık tarihinin bana göre en büyük keşfi olan internet mekanizmalarının çalışması vs. Gördüğünüz ve muhtemelen kafa sallayarak onayladığınız şekilde konforumuz ve aslında genel itibari ile hayatımız elektriğe bağlıdır. Aynı şey vücudumuz içinde geçerlidir, vücudumuzun içerisinde de bir elektrik akım sistemi vardır ve oldukça zekice tasarlanmıştır. Hatta bu tasarımların en kompleksi de diyebiliriz ki hiçbir elektrikli sistem çok hücreli canlılarda var olduğu gibi bir kendini onarım mekanizmasına sahip değildir sadece biyolojik canlılardaki elektriksel sistem kendini onarım mekanizmasına sahiptir.  Bu durum yani vücut elektrik sistemimizin  elektriksel sistemlere olan benzerliği  o kadar barizdir ki bilim adamları vücut içerisindeki sistemlerden bahsederken ”Piller, motorlar, jeneratörler, bataryalar” gibi kelimeleri tercih etmektedirler.

 

Bizim insanoğlu olarak yüzyıllarımızı vererek en zekilerimizi kullanarak sahip olduğumuz bu sistemler vücudumuzda insanoğlu var olduğu andan itibaren mevcuttur, üstelik en kompleks halleriyle. Allah kendi zatını hareket etme kabiliyetimizin kompleksliği içerisine gizleyerek keşfeden gözlere kudretinin gücünü göstermektedir. Gelin bu muhteşem sisteme göz atalım.

 

Zekice Tasarlanmış Elektrik Nakil Hatları- Sinir Sistemimiz

 

Merkezi sinir sistemimiz milyarlarca sinir hücresi ve bunların arasındaki milyonlarca bağlantı ile muazzam bir iletişim ağı görevi görmektedir. Merkezi sinir sistemimiz 100 milyardan biraz fazla sinir hücresine sahip ve aynı zamanda yüzlerce kilometre uzunlukta inanılmaz bir sinir hücresi ağıdır.  Bilgi bu kablolar arasında başdöndürücü  bir hızda iletilir ve bu iletim metodları bütün bilgileri yani bedeninize değen güneş ışınları, duyduğunuz müzik vb. aynı şekilde iletir. Yani bilgi ne olursa olsun vücut aynı refleks ile iletir aldığı elektriksel bilgiyi.

 

Sinirler bütün vücudu sarmıştır, öyle ki sinirlerin olmadığı bir organımız yada bir parçamız yoktur. Bu durumun ne kadar önemli bir nimet olduğunu anlayabilmek için bir örnek ile örneklendirelim. Tüm vücudunuzu saran sinir hücrelerinizin doğum anomalisi nedeniyle sağ bacağınızda normalin iki katı olduğunu ancak sağ ayağınızda ise olmadığını varsayalım. Yani sağ ayağınızda olması gereken sinir hücreleri bir doğum anomalisi olarak sağ kaval kemiğinizde birikmiş olsun. Siz hareket etmek istediğiniz de beyin hemen iletim emirlerini sağ bacağınıza gönderecek ancak tüm parçalar hareket edebilmesine rağmen sağ ayağınız hareket edemeyecek. Bu durum sizin hayatınızı normal bir şekilde idame edememenize, sağlıklı insanların çalıştığı işlerin çoğunda çalışamamanıza ve dolayısıyla hayat kalite ve konforunuzun bütünüyle yok olmasına neden olacak bir durumdur. Dikkatinizi tekrar çekmek gerekirse tüm sinir hücrelerimiz hala vücudumuzda yani hücre sayısı olarak bir eksiğimiz mevcut değil ancak hücrelerin sadece küçük bir kısmının olması gereken yerde olmadığı bir örnek verdik. Hücrelerimizin olması gereken sayının çok daha altında olduğu örneklerin ne derece dramatik sonuçlar doğuracağını artık hesap edebilirsiniz.

 

Hareket edebilmek için sahip olduğumuz sinir hücreleri oldukça kompleks çalışma koşullarına ve dağılımına sahiptir. Gün içerisinde hiç düşünmeden üzerinden geçtiğimiz bu nimet bilinçli yaratılışın yine en büyük delillerindendir.

 

Size her istediğiniz şeyi verdi. Eğer Allah’ın nimetini saymaya kalkışırsanız, onu sayıp-bitirmeye güç yetiremezsiniz. Gerçek şu ki, insan pek zalimdir, pek nankördür. İbrahim Süresi 34

 

 

Nöronlar

 

Nöronlarımız vücutta gerçekleşen faaliyetlere göre uyarıları almak ve bir başka nörona yada mesajın esas olarak gitmesi gereken hedef hücreye yada bölgeye iletimi için özel olarak yaratılmış hücrelerimizdir. Nöronlar bir saniye içerisinde çevre nöronlar ve yapılardan düzinelerce bu tarz sinyaller almak ve bunları iletmektedir. Reflekslerimizin iletilmesi için nöronların bir aksilik yaşamadan düzgün bir biçimde çalışması gereklidir ki tamda olması gerektiği şekilde çalışırlar.

 

Burda şunu hatırlamak oldukça önemlidir. Vücudumuzda her gün binlerce hücre ölmekte ve yerine yenileri üretilmekte ve bir nevi ölenle yeni gelen arasında bir görev taksimi olmaktadır. Bu durum her gün gerçekleşir ve hiçbir sıkıntı yaşanmadan bu görev taksimi her gün yeniden organize edilir ancak hiçbir gün sağ kolunuzun hareketinden sorumlu nöronların ben bugun işe biraz geç başlayacağım cunku kendimi iyi hissetmiyorum dediği olmaz yada hiçbir gün ölen sinir hücreleri yerine sağ kolunuzun hareketi ile ilgili bölgeye bağırsak hücresi taşınmaz.

 

 

Birbirlerine sinaptik bağlar ile bağlı nöron (Sinir ) hücrelerinin 3 boyutlu yapıları.

 

Organizasyondaki naifliğe ve operasyonel beceri ve sorumluluk derecesine baktığınızda böyle bir operasyonu ancak üstün yaratıcı bir güç ile  açıklayabilirsiniz. Sağ kolunuzun nöronlarının kontrolunun sadece 20 dakika için size bırakıldığı bir örneği ele alalım. Öncelikle dirseğinizi çalışma masasına koydunuz, hemen etkiyi alan yeri yani dirseğinizin dış kısmına yakın nöronlara etkiyi al ve yansıt emri vermelisiniz, ayrıca bu etkiyi alan diğer nöronlara ve beyne kadar ağı oluşturan tüm nöronlara da aynı emri iletmelisiniz. Ama sakın yanlış nörona etkiyi göndermeyin böyle olursa sinyali kaybedersiniz ve tehlikeli durumlara müdahale edemezsiniz. Aynı zamanda gelen sinyali iletmeyi de unutmamalısınız, eğer unutrsanız gitmesi gereken sinyal hiç gidememiş olacak böylece yapılması gereken bir işlemi engeelemiş olacaksınız. Sonuçları ölümcül olabilir. Ayrıca ölen bazı hücreler olacak böyle bir durumda  hemen çevre hücrelere bu durumu bildirmeli ve yeni gelecek hücreleri beklemelisiniz tabi bekleme süresi devam ederken gelecek hücreleri, özelliklerini ve şekillerini bilmelisiniz çünkü sinir hücresi yerleştirmeniz gereken yere akciğer hücresi yerleştirmek istemezsiniz değil mi… Bunu yapabilmek için de oldukça sıkı bir eğitimden geçmiş olmalı ve bütün dikkatinizi çevre nöronlardan gelecek sinyallere bırakmalısınız. İnsanlığın bilgi çağını yaşadığı bu günlerde dahi çoğu uzmanın bile detayını bilmediği yeni yeni vakıf olmaya başladığı bu tip biyolojik bilgileri ise onlarca yıl sürecek eğitimler sonucu ancak yüzeysel olarak bilebileceğinizi de hatırlayın ve insanın vücudundaki en basit işlemlerin bile ne derece kompleks olduğunu görmüş olun. Bu kompleksliğin sahibi yüce Allahtır

 

Hayali senaryomuz da teorik olarak bile işin içinden birkaç dakika için bile çıkamadık. Çünkü insan sahip olduğu ve emrine verilen her detayla nimet üstüne nimetle şımartılmıştır. Bu nimetlere başıboş süreçlerin ürünü gözüyle yaklaşmak ancak ve ancak bir akıl tutulması ile açıklanabilir.

 

Görmüyor musunuz ki, şüphesiz Allah, göklerde ve yerde olanları emrinize amade kılmış, açık ve gizli sizin üzerinizdeki nimetlerini genişletip-tamamlamıştır. (Buna rağmen) İnsanlardan öyleleri vardır ki, hiçbir ilme dayanmadan, bir yol gösterici ve aydınlatıcı bir kitap olmadan Allah hakkında mücadele edip durur  Lokman Süresi 20

 

 

Paylaş:

Yazar: MuratS

Gezgin, Allah aşığı, varlık bilim genel ilgi alanı- Bilim Yazarı

İlgini Çekebilir

Vücutlarımız Nasil Çalisir- Tesadüf Degil 5

  Yazarımız Prof. Howard Glick Önceki yazılarda hücrenin işleyişi ile alakalı insanin aklinin alamayacagi harikulade …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir