Murat Sirinin Onsozu; profesor Casey Luskin uzun suredir yazilerini takip ettigim, bilgisine ve yeni bilgi üretme çabasına yogun saygı duydugum bir bilim adamıdır. Luskin bu yazısında aslında insanin içgüdüsel olarak hissettiği güzellikten haz etme ve güzelliğinin kaynagini sorgulama eylemlerinin spontane bir sekilde Kuzey Isiklarina rast geldigi bir aksam nasıl gerçekleştirdiğinden bahsetmektedir. Yazi Kuzey isiklarinin ne olduğu ve nasıl meydana geldigi ile alakalı kısa bir bilgi sonrasında Luskinin kendi deneyimlerini ve çektiği fotoları kapsamaktadır. Şahsen yeryüzü ve gökyüzünde gördüğümüz ruhumuza harikulade sekilde katki saglayan bu güzelliklerin Yüce Allah tarafından özel hediyeler oldugunu, bunların güzel oldugunu anlayabilmemiz icin bilgiyide onun verdigini ve buna ek olarak bu güzelliğin kiyaslamasinin yapılabilmesi icin kotu, cirkin seylerinde bu sekilde yaratildigini düşünen biriyim. Kim Kuzey Isiklarini gorupde Yüce Allahin guzelligini merak edip saygı duymazki ? Bu ancak nasipsizlerin isi olabilir.
Son olarak Casey Luskin kendisi Seattle da yani kuzeyde yasadigi icin bu isiklari yasadigi yerden görebilir ancak sizin bunları görebilmeniz icin mutlaka kuzey ülkelerinin kuzeylerine gitmeniz gereklidir. Rusyanin Murmans sehri yada Norvecin Tromso sehri gibi
(Ey mü´minler! Deyiniz ki, bizim boyamız) Allah´ın boyasıdır. Allah´ın boyasından boyası daha güzel olan kim vardır? Ve bizler ancak ona ibadet edenleriz. Bakara 138

Aurora Borealis: Göz Alıcı Işık Gösterisinin Bilimi ve Estetiği
Prof. Casey Luskin tarafından kaleme alınmıştır
Hafta Sonu Gökyüzünde Tarihi Bir Olay
Bu hafta sonu, son 20 yılın en güçlü jeomanyetik fırtınası Seattle ve diğer bölgelerde kuzey ışıklarını (aurora borealis) gözlemlememize olanak sağladı. Benim doktoram jeoloji alanında, fakat hem doktora hem de yüksek lisans tez çalışmalarım paleomanyetizma — yani Dünya’nın antik manyetik alanı — üzerineydi.
Yıllardır kuzey ışıklarını (ya da güneyde yaşadığım yıllarda güney ışıklarını) görmeyi umuyordum. Ancak bir türlü kısmet olmamıştı. Ta ki bu Cuma gecesi saat 23.00 civarında, eşimle arka verandamızda bir gece içkisi içerken, eşim gökyüzünde olağanüstü bir şey fark etti.
Hemen arkadaşımız ve meslektaşımız Dr. Brian Miller’ı aradık, o da bize katıldı. Her ne kadar hepimiz hasta olsak da (geçen hafta Dr. Dan ile “junk DNA” tartışmamda nezle olduğumu duymuş olabilirsiniz), yaklaşık bir saat boyunca dışarıda oturduk ve göz alıcı bir ışık gösterisini izledik.
Aşağıda ve yukarıda birkaç fotoğraf yer alıyor; daha fazlası yolda. Ama önce, biraz bilim konuşalım.
Aurora Neden Oluşur?
Güneş yalnızca elektromanyetik radyasyon (örneğin ışık) yaymakla kalmaz, aynı zamanda kütlesinden kopan yüklü parçacıkları da “radyasyon” şeklinde dışarı fırlatır. Bu yüklü parçacıklar, yani güneş rüzgarı, esas olarak hidrojen iyonları ve elektronlardan oluşur. Bunun yanında helyum atomları (alfa parçacıkları) ve karbon, azot, oksijen, neon, magnezyum ve demir gibi ağır elementlerin iz miktarları da bulunur.
Stanford Güneş Merkezi şöyle açıklıyor:
“Güneş rüzgârının bileşimi, iyonize hidrojen (elektronlar ve protonlar) ile %8 oranında helyum (alfa parçacıkları) ve iz miktarda ağır iyonlar ve atom çekirdeklerinden oluşur: C, N, O, Ne, Mg, Si, S ve Fe. Güneş’in dış atmosferi olan korona tarafından ısıtılarak koparılan bu parçacıklar, SOHO tarafından ilk kez tanımlanmıştır. Ayrıca Fe-54 ve Fe-56; Ni-58, 60, 62 gibi bazı güneş rüzgârı izotopları da tanımlanmıştır.”
Bu yüklü parçacıklar atmosferimize çarptığında, oksijen ve azot moleküllerindeki elektronları uyarır ve bu da ışık yayılmasına neden olur.
Genel olarak:
-
Yeşil ve mavi ışımalar oksijen ve azotun düşük irtifalarda yaydığı ışıklardır,
-
Kırmızı ışımalar ise daha yüksek irtifalarda oluşur.
Wikipedia’ya göre bu süreç hâlâ tam olarak anlaşılmış değil:
“Farklı türdeki auroraların oluşmasına neden olan fiziksel süreçler tam olarak anlaşılamamıştır. Ancak temel neden, güneş rüzgarının Dünya’nın manyetosferiyle etkileşimidir.”
Manyetik Alanın Rolü ve Kutup Bölgeleri
Bu parçacıklar elektrik yüklü oldukları için manyetik alan çizgilerini izlerler. Dünya’nın güçlü bir manyetik alanı vardır ve bu alan, normal şartlarda güneş rüzgarını saptırarak atmosferimizi ve yüzeyimizi bu zararlı radyasyondan korur.
Aşağıdaki görsel bu manyetosferin şeklini göstermektedir. Güneş rüzgarları bu manyetik kalkana çarptığında ya gezegenin etrafından yön değiştirilir ya da kutup bölgelerine yönlendirilir.

Neden kutuplar? Çünkü Dünya’nın manyetik alan çizgileri, kutup bölgelerinde yeryüzüyle çok daha dik açıyla kesişir ve daha yoğundur. Ekvator bölgelerinde ise bu çizgiler yüzeye daha paralel olduğundan, bu alanlarda yüklü parçacıkların atmosferle etkileşimi daha zordur.
Ancak büyük bir jeomanyetik fırtına sırasında, büyük miktarda parçacık Dünya’ya ulaştığında, bu parçacıkların bazıları düşük enlemlerdeki zayıf manyetik çizgileri de izleyerek atmosferle etkileşebilir. Böylece aurora etkisi daha güneydeki (ya da kuzeydeki) bölgelerde de gözlemlenebilir.
Bu hafta sonu olan tam da buydu. 47.6° kuzey enlemindeki Seattle’da kuzey ışıklarını gördük. Güney Afrika’daki Cape Town’da (33.9° güney enlemi) yaşayan arkadaşlarım da aurora australis’i gözlemledi!
Ayrıcalıklı Gezegen: Dünya’nın Benzersiz Manyetik Alanı
Dünya’nın güçlü manyetik alanı, gezegenin yaşanabilirliği için hayati öneme sahiptir. Ve dikkat çekici olan şu: Dünya, Güneş Sistemi’nde manyetik alanı güçlü olan tek kayalık gezegendir.
Yıllar önce hazırladığım aşağıdaki grafik , bu durumu açıkça gösteriyor. Grafik, küçük çapa (kayalık yapıya) sahip gezegenleri manyetik alanlarına göre sınıflandırıyor.

-
Gaz devleri (Jüpiter, Satürn gibi) güçlü manyetik alanlara sahip olabilir, ama sağlam yüzeyleri yoktur.
-
Dünya ise küçük, kayalık bir gezegen olmasına rağmen güçlü bir manyetik alana sahiptir. Bu onu, yaşamı koruyabilecek bir platform haline getiriyor.
Bu nedenle, Dünya’nın yaşama elverişli tasarımının bir göstergesi olduğunu düşünüyorum.
Tasarım İçin Estetik Bir Argüman
Ancak her tasarım argümanı bilimsel olmak zorunda değil — Ann Gauger’in de açıkladığı gibi, estetik temelli tasarım argümanları da vardır.
Discovery Institute dini bir kuruluş olmasa da, ben bir Hristiyan olarak bu estetik argümanlara kendi bakış açımı sunmak istiyorum.
Aurora borealis’in (kuzey ışıklarının) güzelliği, gezegenimizin sadece bilimsel olarak değil, aynı zamanda estetik olarak da özel olarak tasarlandığını düşündürüyor. Bu fotoğrafların güzelliği benim değil, bu evreni yaratan Tanrı’nın eseridir.
Aşağıda, ufka doğru bakarken çekilmiş bir fotoğraf yer alıyor. Sonrasında meslektaşım Dr. Emily Sandico’nun çektiği bir kare var.
Gökyüzüne Doğru: Kozmik Bir Vorteks
Gökyüzüne doğru baktığınızda, yukarıdan aşağıya doğru inen ışık şeritleri gördük. Sanki manyetik alan çizgileri boyunca gökyüzünden akan bir vorteks (girdap) gibiydi. Kırmızı, yeşil ve mor renkteki bu akıntılar, daha sonra aurora’nın karakteristik yeşil perdelerine dönüşüyordu.
Son Düşünceler
Bunlar bilimsel argümanlar değil — ama Cuma gecesi gördüğümüz olağanüstü olaydan doğan duygularla gelen düşünceler. Hangi inanca sahip olursanız olun, aurora’nın güzelliğini herkes takdir eder.
Peki neden?
Yahudi-Hristiyan dünya görüşü, Tanrı’nın evreni yarattığını ve her insanın Tanrı’nın suretinde yaratıldığını söyler. İster buna inanın ister inanmayın, bu sizin kimliğinizin ayrılmaz bir parçasıdır.
Tanrı’nın suretinde yaratılmış olmak, O’nun takdir ettiği güzellik, zarafet, karmaşıklık gibi şeyleri bizim de takdir edebileceğimiz anlamına gelir. Ve kuzey ışıklarında tüm bu unsurlar muazzam şekilde bir araya gelir.
Peki bir materyalist bu duygusal tepkimizi nasıl açıklar?
Evrimsel psikologlar, bu tür duyguların atalarımızın renkli meyveleri tanıması ya da su kaynaklarını ayırt etmesiyle ilgili olduğunu iddia edebilir. Ancak bu açıklamalar, aurora gibi doğa olaylarına verdiğimiz derin ve anlam yüklü tepkileri açıklamakta yetersiz kalır.
Afrika kökenli atalarınız bu tür auroraları muhtemelen hiç görmedi — ya da çok nadiren. Dolayısıyla böyle bir estetik tepkinin evrimsel olarak seçilmesi mümkün değildir.
Bu yüzden şunu söylemek istiyorum: Sadece evrimsel süreçlerle açıklanamayacak bir estetik kapasiteye sahibiz.Aurora’yı takdir ediyorsunuz çünkü sadece fiziksel süreçlerle var olmadınız.
Ve buna verilecek en iyi yanıtı Başkan Joe Biden vermişti:
“C’mon man.” (“Hadi ama dostum.”)
Doktor Luskinin çektiği fotoları asagida görebilirsiniz.

Evrim Yaratilis Evrim- Yaratilis- Dinler