Bilim ve Medeniyet – Kültür – Toplum Evrim- Yaratilis- Dinler- Ateizm- Deizm
Hücre ile alakalı yazdığım müstakil yazılar hariç pek çok yazımda az da olsa hücrelerimizden bahsetmeye çalışıyorum. Minyatür bir dünyanın içerisine aklınıza gelebilecek en etkili, pratik ve yüksek oranda bilginin yerleştirilmiş olduğu hücrelerimiz gerçekten oldukça etkileyici mekanizmalardır. Aslında hücrelerimizi böyle sanki bizden farklı yada sadece vücudumuzun bir yerlerinde olan yapılar gibi göstermemek gerekli. Bizler bütünüyle hücrelerden oluşmaktayız. Her bir hücremiz DNA ve RNA içermekte ve bu nükleik asitlerde yer alan bilgilere görede protein kodlanmakta ve hücre içi diğer işlemler için yardımcı eylemler gerçekleştirilmektedir.
Eskiler bilginin işlenmesi ve kullanımı ile alakalı şöyle derler; ” İşin ne olduğundan ziyade işin nasıl yapıldığı iş sahibinin zekasını görmemiz açısından gereklidir.” Bu gerçekten de doğrudur. Her hangi bir işin gerçekleştirilmesi sırasında yapan kişinin ne derece efektif yollar izlediği şahsın kendisini göremesek te zekası ve kabiliyetiyle alakalı bizlere bilgi vermektedir. Söz gelimi plajda kumlar ile bir kale inşaa edebilirsiniz. Oldukça basit bir yapıda bir dikdörtgeni andıran bir şekil çizip üstüne bazı küçük şekiller işleyebilirsiniz, bu zaten hali hazırda pek çok aklı başında elinde sakatlık olmayan bireyden bekleyebileceğimiz türden eser olacaktır. Ancak eni 3 metre boyu 5 metre uzunluğunda, kapısı, pencereleri ve aklınıza gelebilecek tüm detayları yapılmış bir kumdan kale görürseniz bunu yapan kişinin sanatını takdir edersiniz. Çünkü bu yapılan sıradan bir şey değildir.
Bu tarz örnekleri zihninizde arttırabilirsiniz. Herhangi bir yerde komplekslik arttıkça işin arkasında artık ne varsa zekanın, yeteneğin ve öngörünün de arttığını göreceksiniz. Aynı şey hücrelerimizde gerçekleşiyor. En basit işlemlerde dahi insanoğlunun bugüne kadar yapabildiği tüm komplekslikten fazlasını gösteren hücrelerimiz sadece iç işleyişi temel alındığında bile arkasındaki zekayı sonuna kadar göstermekte sanatçımızın bir eski yunan tanrısı olmaktan ziyade evrende her maddeyi bilen, bunun olası kombinasyonlarının nelere yol açabileceğini baştan öngören aslında bunu da bile ve zerreden dev yıldızlara kadar her şeye hükmeden bir yaratıcı olduğu aşikardır.
Prof. Dr. Michael J Behe yaratıcının büyük bir kudretle bina ettiği biyolojik canlıların temel birimi hücreyi ele alıyor. Gelin hücredeki yaratılış sırlarını Prof. Behe’den dinleyelim.
