Sizin için sürekli sebzeler meyveler yetiştiren. Yetiştirmekle kalmayıp onları size hazırlayıp yediren. Ayrıca bütün gece başınızda nöbet tutup üstünüz açılırsa kapatan. Sabah çayınızı demleyen. Herhangi bir tehdit durumunda sizi koşulsuz savunmaya gayret eden onlarca robotu yanınızda görseniz ne düşünürsünüz. Size koşulsuz hizmet eden bu robotların varlığı karşısında nasıl bir şaşkınlık yaşardınız. Ne yapardınız böyle bir durumda. Bu robotları kimin gönderdiğini umursamayıp hayatınıza devam mı ederdiniz yoksa bu konuşamayan, anlamayan, duyguya sahip olmayan ancak bütünüyle sizin ihtiyaçlarınıza özel bir şekilde donanımlandırılmış robotların nasıl yanı başınızda olduğunu, ihtiyaçlarınızı nasıl bildiğini ve en önemlisi kimin onları size verdiğini öğrenmeye mi çalışırdınız. Aklı başında vicdani melekelerini çöpe atmamış her birey tabi ki bu robotların varlığı ile alakalı yukarıda zikrettiğim soruları sorar ve bu hediyelerin sahibini ve amacını arar.
Bu robotlardan vücudunuzda trilyonlarca var. Gece üzerinizi örtemezler ancak çok çok çok daha önemli hizmetlerde bulunurlar. Gelin bunlardan bir tanesini DNA kopyalanması işlemini inceleyelim. Bu işlemde görev yapan robotları inceleyelim.
Deoksirobo Nükleik Asit kelimelerinin baş harflerinin kısaltması olan DNA yaşamın devam etmesi için gerekli bilgilerin saklandığı müthiş bir moleküldür. Vücudumuzda devam eden çoğu işlemler hücre bölünmesi yani çoğalmasını gerektirmektedir. Her bölünmede vücudumuz kritik bir durum yaşar. Genetik kod yani DNA, bölünecek yeni hücreye nasıl aktarılacaktır. DNA’nın kopyalanması sırasında gerçekleşen işlemler günümüzdeki en yüksek teknolojiye sahip üretim bantlarının bile sahip olmadığı müthiş bir ahenge ve daha önemlisi zekaya sahiptir. Yaratıcımız Allah açıkça kendi varlığını bu işlemlerde hatırlatmaktadır.
Hücre ideal bir büyüklük oranına ulaştığında programlanmış bölünme yani kopyalama sürecide başlar. Hücre için kodlarında belirlenen bu zaman geldiğinde hücre içerisindeki her organel buna uygun hareket etmeye başlar. (Şuursuz yağ ve su atomlarına bu kararı verdiren nedir ? Ne yapmaları gerektiğini nereden biliyorlar ? Şüphesiz bu alemlerin rabbi olan Allah’ın üstün yaratmasıdır. )
İçeriğinde 3 milyardan fazla harflik bir bilgi bankası barındıran DNA helezon şeklinde bir moleküldür. Kopyalanma işlemi başladığında ilk olarak bu helezon şeklin açılması ve DNA iplikçiklerinin ayrılması gerekmektedir. Bunun için DNA Helikaz adındaki enzim iş başındadır. DNA Helikaz, DNA’nın helix yapısını ayırırken oldukça özenlidir, sanki çok hassas bir şeyin üzerinde çalıştığını biliyormuşcasına. Her halukarda işini son derece profesyonel yapmaktadır.
DNA Helikazın yaptığı ayrım işleminden sonra artık DNA iki parçadır. Bu aşamada devreye DNA Polimeraz isimli bir başka enzim girmektedir. Polimeraz ikiye ayrılmış DNA parçalarını doğru bir sıralama ile kopyalamaktadır. Bu işlem devam ederken DNA’nın ikiye ayrılmış her bir parçasını sabitleyen farklı enzimlerde görev yapmaktadır. Şu satırları okuyan herhangi bir vicdan sahibi elektron mikroskopları ile ancak görülebilen bu küçük büyülü dünyadaki bu işlemlerin varlığı karşısında ancak sonsuz kudret sahibi yüce Allah’ın varlığını görecektir. Şüphesiz bu görüş inanç olmaktan çıkıp rasyonel bir çıkarım olacaktır bu haliyle. Nasıl olur da şuursuz bu moleküller böylesine hassas ve zorlu bir işi yapabilmektedirler. Yapacakları işi nereden bilmektedirler. Onlara verilen bir eğitim yoktur. Açıkçası bu bilgi o moleküllerde bir içgüdü şeklinde yer almaktadır. İlk var oldukları andan itibaren görevini yapan, yapabilecek şekilde donanımlanmış moleküller.
1- Helikazlar DNA sarmalını çözerler
2- Tek şerite bağlanan proteinler çözülen DNA’yı sabitlerler.
3- Öncü şerit DNA polimeraz tarafından oklar yönünde sentezlenir.
4- Primaz enzimi, kısa bir RNA şeridi sentezler. Bu şerit daha sonra, DNA polimeraz tarafından genişletilir.
5- DNA ligaz, parçaları büyüyen şeritle birleştirir.
İş bu süreçle, her iki DNA yarısıda , polimeraz enziminin liderliğinde tamamlanır böylelikle genetik kodun kopyalanması işlemi bitirilmiş olur. Ben tabi burada bunu olağanüstü bir şekilde basitleştirerek anlattım. Sadece DNA polimeraz yada devam eden işlemin ara işlemlerini incelemeye kalksak kitaplar dolusu bilgi yazmamız gerekir.
Gelin isterseniz yine halka hitap eden bir bilim kitabında çok kısa bir şekilde bu süreç nasıl anlatılıyor buna da bakalım.
Prof.Dr. Michael Behe ”Darwinin Kara Kutusu” isimli kitabının sonunda karmaşık biyokimyasal işlemler ile alakalı ancak çerez sayılabilecek bir başlangıç bilgisi vermektedir. Behe’ye göre karmaşıklığa az çok aşina olmamız onun doğasına daha büyük hayranlık uyandıracaktır. Son sayfalarda işlediği karmaşık işlemlerden biride DNA kopyalanmasıdır. Sadece son bir kaç satırını buraya vermek istiyorum. Dr. Behe halkın anlayabileceği dile indirgemesine rağmen bakın nasıl bir görüntü var.
DNA kopyalanması, ”replikasyon başlangıcı” gibi doğru bir şekilde ifade edilen belirli bir gen dizisi ile başlar ve ebeveyn (ana kopya) DNA boyunca ilerler. Kopyalama sırasında yerine getirilmesi gereken ilk görev, trasnkripsiyonda olduğu gibi, iki DNA ipliğinin birbirinden ayrılmasıdır. Bu DNAa proteinin işidir. İplikler ayrıldıktan sonra DNAb ve DNAc adı verilen iki protein, bu tekil ipliklere bağlanır. Açık durumdaki DNA’nın büyüyen kabarcığı için iki protein daha devreye girer: DNA kopyalanırken iki ipliği birbirinden ayrı tutan teki iplik bağlama proteini (SSB) ve çift sarmal DNA oluşurken meydana gelen düğümleri çözen giraz.
Bu noktada DNA, polimeraz senteze başlayabilir. Ancak birkaç problem ortaya çıkabilir. DNA polimeraz, RNA polimerazın trasnkripsiyona başladığı gibi iki nükleotidi birleştirerek senteze başlayamaz. DNA enzimi nükleotidleri sadece mevcut polinükleotidlerin sonuna ekleyebilir. Bu yüzden hücre açık DNA şablonu üzerinde kısa bir RNA parçası yapmak için başka bir enzim kullanır. Bir kere RNA zinciri on nükleotid uzunluğuna ulaşınca DNA polimeraz RNA’yı kullanarak kendi ucun a deoksinükleotidleri ekler.
Replikasyon çatalı açıldığı zaman ikinci bir problem ortaya çıkar. Yeni DNA’nın bir ipliğinin sentezi zorlukla ilerler. Bu polimerazın, bütün polimerazların yaptığı gibi 3_5 yönünde okuyup 5_3 yönünde oluşturduğu ipliktir. Ancak ikinci iplik nasıl sentezlenecektir? Eğer doğrudan yapılsaydı, polimeraz şablonu 5’_3.’ yönünde okuyup yeni ipliği 3 ‘_ 5 ‘ yönünde oluşturması gerekecekti. Neden böyle olmadığı hakkında teoride bir sebep olmamasına rağmen, 3 ‘_ 5 ‘ yönünde sentezleyen bir polimeraz bilinmemektedir.
Bunun yerine, DNA’nın bir parçası açıldıktan sonra çatalın yanında bir RNA primer oluşturulur ve DNA sentezi kopyalama çatalında uzaklaşarak ters yönde, J’_3′ yönünde ilerler. Ayrıca bu “geri kalan” ipliğin sentezi, replikasyon çatalının DNA’dan yeni bir parça açmasını beklemelidir. Daha sonra yeni bir RNA primer yapılmalı ve DNA sentez işlemi daha önceden sentezlenen parçaya geri dönmelidir. Sonra RNA primerler uzaklaştırılmalı, boşluklar D N A ile doldurulmalı ve DNA parçalannın uçları “birbirine ilmiklenmelidir”. Bu da başka enzimler gerektirir. Yukarıda anlatılan Prokaryot DNA replikasyonu pek çok laboratuarda yapılan araştırmalardan elde edilen bilgilerin biraraya getirilmesiyle ortaya çıkmıştır. Okaryot DNA kopyalanması ise çok daha karmaşıktır ve doğal olarak hakkında bilinen şeyler çok azdır.
Dr. Behe’ninde dediği gibi süreç inanılmaz komplekstir ve burada zikredilemeyecek kadar çok detay içerir. Önemli olan bu sürecin yaratıcının varlığını ayan beyan ortaya çıkarmasıdır. Allah, sonsuz kudretiyle mini moleküler sistemlerde kendini göstermekte, kullarına kendisini anmaları için entellektüel fırsatlar sunmaktadır.
Sizin yaratılışınızda ve türetip-yaydığı canlılarda kesin bilgiyle inanan bir kavim için ayetler vardır. Casiye Süresi 4
Tek kelimeyle muhteşem akıcı bir yazı
Beğenmenize sevindim, çok teşekkürler.