Çevremizde gördüğümüz yada farkında olmadığımız pek çok şey  o kadar çok yaratılışı kanıtı içermektedir ki, sadece kısaca göz atmak bile bunların büyüleyici kanıtlarını görmemizi sağlayabilmektedir. Pekala da Yüce Allah yaratılışı çok daha basit formlarda yaratabilirdi ancak bu şekilde yaratmadı. Neden ?

 

Canlıların dış tasarımları incelediğinde bariz bir şekilde onların tasarımlarının arkasında yaratıcının varlığı görülmekte, hissedilmemektedir, vicdanımız bize bunu  göstermektedir. Peki ya  canlıların içerisindeki tasarımları ? Öyle ya hayat vücutların içerisinde devam ediyor yani tüm canlılığı etkileyen özellikler canlıların iç organlarında,kan dolaşım sistemlerinde, kemiklerinde vb gerçekleşmektedir. Peki burada ki yaratılışa dair neler biliyoruz ?

 

Bu konuları kapsayan çalışmaların tamamında bariz bir şekilde yaratılış kanıtları görülmektedir. Örneğin kan pıhtılaşma sistemimizdeki muazzam yaratılış gibi[1] ( Bunu lütfen izleyin ve kendi gözlerinizle, vicdanınızla Allahın varlığına şahit olun) yada bağışıklık sisteminin muhteşem yaratılışında olduğu gibi[2] bağışıklık sistemi dahi tek başına muazzam bir yaratılış delilidir.[3]

 

Özetle canlıları canlı yapan yada canlılıklarını sürdürmelerini sağlayan sistemler çok daha büyük yaratılış hakikatleridir. Peki bunların üzerine hiç düşündünüz mü ? Neden varız ? Neden yaratılışı hakikatleri canlılar içerisinde diğer canlıları tarafından değil de sadece bizim tarafımızdan keşfedilmeye uygun bir biçimde yaratılmıştır ? Neden insana bilinç verilmiştir ve bu bilince ek olarak insana iç güdü olarak Allaha iman, ahiret inançları verilmiştir ? Neden insanın sorgulaması istenmiştir ? İnsanın sorgulama sonucunda nasıl bir hayata yönelmesi beklenmektedir ? Sadece yaşamamız isteniyorsa neden ölüm yaratılmıştır ? Sadece yaşamamızı isteyen bir yaratıcı neden kötülüğü ve acıyı yaratmıştır ?

 

Hiç düşündünüz mü ? Düşünmediyseniz neden düşünmediniz ? Sizi oyalayan nedir ?

 

Hayat Allah tarafından, insanlar hayatlarını Allaha yöneltip onun için yaşasınlar diye yaratılmıştır. Hayat bir şaka olarak yaratılmamıştır, insana verilen bilinç onun sorumlu olacağının en açık göstergesidir. Vaktini ve gençliğini boş işlerle geçirenler için yıkım ağır olacaktır.

 

Bu harika makale evolution news websitesinde şu adreste yayınlanmaktadır. Bu çeviri genel bir motomot yazı çevirisinden ziyade genel bir özet çeviridir. Asli yazı bir miktar daha teknik detay bilgiler içermekte ve daha uzun karakter sayısına sahiptir. Yazı özetle Somon balıklarının tatlı sularda doğup önce tuzlu sulara sonra tekrar tatlı sulara yaptıkları göç yolculuğu boyunca ihtiyaç duydukları vücut sıvıları değişikliklerinin ne kadar kompleks ve tesadüf kavramının tersi ince ayarlar gerektirdiğini incelemektedir. Bu oldukça kısa özet yazıda oldukça küçük bir yaratılış detayının kırıntı boyuttaki detayını göreceğiz. Çevremiz, kendimiz ve tüm canlılar bu yaratılış kanıtları ile doludur.

 

 

… Kulları içinden ancak âlimler, Allah’tan (gereğince) korkar. Şüphesiz Allah, daima üstündür, çok bağışlayandır.” Fâtır suresi, 28. ayet.

 

 

Somon Balıklarındaki Muhteşem Yaratılış

 

Bir Illustra Media belgeseli olan ” Suda Yaşayanlar; Okyanuslardaki Akıllı Tasarım”[4] yapımcı  Lad Allen bize her pasifik somonunun geçirdiği çok önemli bir değişiklikten bahsetmektedir; Osmoregulasyon. Bu kısaca tatlı sulardan, tuzlu sulara geçiş aşamalarında yada tam tersi durumlarda vücut sıvılarının ve iyonların kontrol edilmesi ve ilgili alana giriş öncesi ayarlanmasıdır.

 

Allen ve ekibi bu görkemli, etkileyici topiği uzunca bir süre araştırmışlardır ve nihayetinde filmin son kısmında kısaca bahsetmektedirler;

” Tuzlu sularda yani denizlerde yaşayabilmek için bu küçük balıklar biyolojilerini tuzlu suya uygun ayarlamak zorundadırlar. Daha sonra önceden hiç görmedikleri ve bilmedikleri bir ortama yani okyanusa girerler”

 

Bu tam olarak nasıl çalışmaktadır ?

 

Üç şey kesinlikle vuku bulmalıdır genç somonlar yada daha yaygın kullanılan ismiyle Smoltların tuzlu sularda yaşayabilmesi için;

– Öncelikle bol miktarda su içmelidirler.

 

-Böbrekler hali hazırda biriktirdikleri idrarları önemli ölçüde bırakmalıdırlar.

– Üçüncüsü ve en önemlisi solungaç hücrelerindeki moleküler pompalar  o ana kadar çalıştırdıkları sistemi tersine çevirmeli ve bu kez sodyumu içeride tutmak yerine dışarı bırakmalıdır.

 

Bütün bu değişiklikler o zamana kadar yetişkin bir somon balığı olacak olan balıkta tekrar tatlı suya döneceği zaman eski haline getirilmelidir.  Balık göç yolunda bir kaç gün gel git bölgelerinde vakit geçirmek zorunda kalmaktadır bu süre boyunca değişiklikler otomatik olarak gerçekleştirilmektedir.

 

Somon ve Akıllı Tasarım

 

Tasarım perspektifinden bakıldığında özellikle üçüncü değişim son derece ilginçtir. Solungaçlar Klorid hücresi olarak da isimlendirilen pompa hücrelerini ihtiva etmektedirler. Bu hücrelerin zarları kabaca Na+/K+ ATPase olarak isimlendirilen moleküler makineler ihtiva etmektedirler. Bunları kısaca NKA olarak isimlendirmekteyiz. İsminden de anlaşılacağı üzere bu makine sodyum ve potasyum iyonlarını opere etmek için ATP kullanmaktadır. Bu makina bütün hayvan hücreleri için önemlidir. Aslında hali hazırda beyninizde de şu anda bu makina çalışmaktadır. Bu makineyi 1950 lerin sonunda keşfeden Christian Skou nobel ödülü kazanmıştır. Makinanın görüntüsü ile alakalı Wikipediada basitleştirilmiş diagramlar mevcuttur.

 

NKA sayısız fonksiyon için çok gereklidir. Hücre yoğunluğunu, sayısını ve sinyalleşmesini kontrol etmektedir. Ayrıca Resting Potential yada Resting Voltage olarak isimlendirilen ve Nöron hücrelerinin dışındaki küçük çivi benzeri çıkıntılar benzeri hücrelere sahip olan hücrelerde elektriksel işlemleri baştan başlatmak yada kısa süreli kapatmak gibi işlevlere sahiptirler. Bu  noktada çok ilginç bir bilgi ortaya çıkmaktadır hayvan hücreleri enerjilerinin beşte birini bu pompalara harcamaktadır. Ayrıca beyin hücreleri sinyallerini iletmek için ionic şarjlara, iletime ihtiyaç duymaktadırlar. Onlarda enerjilerinin üçte ikisini NKA pompalarına harcamaktadırlar.

 

Bütün bu fonksiyonların devamı için NKA hücre zarındaki sodyum ve iyonun oranını ayarlamalıdır. Çünkü tatlı su tuzdan yana fakirdir, somon balığının solungaç hücrelerindeki pompalar onu akıntı süresince canlının içine doğru yani hücre içine doğru  pompalamalıdır. Ancak balık okyanusa girdiğinde bu kez tuz oranı yüksek seviyelere ulaşmaktadır işte bu durumda da pompalar onu dışarı atmalıdır. Somon ayrıca okyanusların filtre edilmemiş suları nedeniyle bünyesine giren  Klorid iyonlarını da dışarı pompalamalıdır.

 

Illustra Media yapımcılarından Joseph Condeelis farklı animasyonlarlada NKA’in nasıl çalıştığını gösteren eserler yapmıştır. Maalesef bu harika yaratılış kanıtını daha iyi kalitede gösteren videolar az miktardadır ancak düşük kalitede bir kaç video daha bulmak mümkündür. Bu videolarda gösterilen 3 sodyum iyonuna karşılık iki potasyum iyonunun dışarı atıldığı vakıasıdır. İyonların tamamı aşamalı bir değişimi, toplanmayı reddeder bir tarzda hareket etmektedir. Makine her bir döngüde bir ATP harcamaktadır ve her bir işlemin sonunda kendini tekrar başlatmaktadır. Tabiki tüm moleküler makinelerde olduğu gibi bu makinanın detayları çok kapsamlı ve ve çok karmaşıktır.

 

Eğer berbat bir video ve anlatım detayına çok takılmazsanız bir youtube kanalında bunun mekanizmasına yönelik bir video mevcut.

 

 

Temel Aksiyon

 

Bu aşamada artık mekanizmanın temel olarak nasıl işlediğini biliyorsunuz ancak unutmayın bu işlemler hücreler içerisinde baş döndürücü hızlarda  ve güncel çevresel durum ile koordineli bir şekilde gerçekleşmektedir. Somonlarda özel klorid hücreleri bir mozaik şeklinde aksesuar hücreler ile içe içe geçmiştir. Bilim adamları somonlarda biri tatlı su diğeri tuzlu sular için özelleşmiş iki farklı tür klorid hücresi bulunmaktadır.

 

Bütün Bilgiler Henüz Elimizde Değil

 

Bütün bu etkileyici bilgilere en önemli ek olarak şunu ekleyebiliriz, Somonlar bu özelliğe ihtiyaçtan önce sahip olmalıdırlar ve öylede olmuştur. Bu bilgi Somon balıklarının genlerinde varoldukları andan itibaren olmuştur. Bir başka dikkat çekici husus bu özelliklerin hata toleransı çok düşük bir bandda olmalıdır. Yani sistemin çalışmaması yada kısmi çalışması Somon balıklarının hiç var olmamasına yada daha genel bir ifadeyle bu özellikten faydalanan canlıların hiçbirinin var olmamasına yol açacaktı.

 

Umarız bu kısacık yazıda gösterdiğimiz akıllı tasarım kanıtları sizin de dikkatinizi ve özel ilginizi çekmiştir.

 

 

 

 

[1] https://www.discovery.org/v/sotc7-blood-clotting/

[2] https://uncommondescent.com/intelligent-design/researcher-viruses-are-smart-but-the-human-immune-system-is-smarter/

[3] https://bilimvemedeniyet.com/bagisiklik-sistemi-bir-yaratilis-harikasi-1/

[4] http://www.livingwatersthefilm.com/