Ölüm Aninda Neden Beyaz Isik Goruruz

Tüm yeni bilimsel kesifleri calismalarina dahil ederek son derece zihin acici bir kitap yazan Denise Oleary ve Michael Egnorun yeni kitabi ” Olumsuz Ruh” tan bir baska ilgi cekici paylaşım Evrim Haberleri websitesinde yayinlanmis. Yazıda kisilerin ölümden önce ciddi bir temiz zihin acikligina kavuştuğu, bunun materyalistik bilimin zihin algıları ile uyusmadigini, bilincin bedenden bagimsiz olduğu fikrinin her gecen gün güçlendiği aciklanmaktadir. Ayrıca materyalistlerin buldukları her kesifi kendi inançlarına Gore uydurmaya calistigi bununda gercegi aramakla uyumlu olmadigini göstermektedirler. Calışma ve bilimsel bulgular dinlerdeki ruh algısı ile doğru paralelde ilerlemektedir. Materyalistler yine kaybetti…

Fakat onlar, daha önce işledikleri günahlar yüzünden hiç bir zaman ölümü isteyemezler. Allah, o zâlimleri çok iyi bilir. Bakara 95

Ölüm Aninda Neden Beyaz Isik Goruruz

Editörün Notu: Dr. Michael Egnor ve Denyse O’Leary’nin yeni kitabı The Immortal Mind (Ölümsüz Zihin) artık raflarda. Aşağıda, kitabın 3. bölümünden bir alıntı yer almaktadır.

Beyin son günlerde işlevini yitirse de, bazı insanlar ölümden saatler önce birdenbire son derece berrak bir zihne kavuşur, ziyaretçileriyle konuşur ve sonra vefat ederler. Bu “terminal berraklık”, zihnin sadece beyinden ibaret olduğu düşüncesine karşı bir başka meydan okumadır.

Bir sevdiğimiz ölüm yolculuğuna çıktığında ve bedensel kaynakları tükenmeye başladığında, ışıklar birer birer sönüyor gibi görünür. Ama sonra… birdenbire tekrar yanabilirler, kısa bir süreliğine de olsa…

Scientific American dergisinde 2023 yılında bilim yazarı Jordan Kinard, onlarca yıldır araştırmacıların, hospis çalışanlarının ve aile bireylerinin, demans hastalarının ölmeden hemen önce hafızalarını ve kişiliklerini tekrar kazanmasına “hayranlıkla” tanıklık ettiğini yazdı.

Ölümün Ötesinde Ne Var?
Elbette, bu tür ölüm döşeği sahneleri tarihsel ve geleneksel anlatımlarda bolca yer alır. Ancak son yıllarda, tıp araştırmacıları da bu ani ve şaşırtıcı berraklığı — yani terminal berraklığı — ölümden haftalar, günler veya sadece saatler önce incelemeye başladı. Bir materyalistin söyleyebileceği gibi, bu sadece ölen beynin yarattığı rastgele bir gürültü müdür? Yoksa ötesine dair bir işaret midir?

Bir araştırma ekibi şu ifadeyi kullanıyor:
“Bu durum beklenmedik şekilde ortaya çıkar: Hayatının olaylarını hatırlayamayan, en yakınlarını bile tanıyamayan, demansın tahribatına uğramış biri birdenbire uyanır ve şaşırtıcı şekilde normal davranışlar sergiler. Kısa bir süre sonra ise vefat eder.”

Terminal berraklığın sadece rastgele beyin aktivitesi olduğuna inanmayı tercih edenler bile bundan tam olarak emin olmadıklarını kabul eder. Bilim yazarı Jesse Bering şöyle der:
“Ben de en az diğer yeni-Darwinci materyalistler kadar kökten rasyonalistim. Fakat yıllar içinde, kendi mantıklı anlayışımın inatla açıklayamadığı bazı anormal kişisel deneyimleri ‘karantinaya almak’ zorunda kaldım, tabir yerindeyse.”

Discover dergisinde “Neuroskeptic” takma adıyla yazan bir yazar, 20. yüzyılın başlarından kalma dikkat çekici bir terminal berraklık vakasını paylaşarak şunu söyler:
“Mucizelere inanmam ve bu hikâye bu fikrimi değiştirmedi. Fakat bu anlatının tamamen kurgu olmadığını kabul ediyorsak, bu, sinirbilimin mutlaka açıklayabilmesi gereken ‘anomali’ türünden bir örnektir.”

Materyalizmin Çıkmazı
Evet, sinirbilim terminal berraklığı açıklayabilmeli. Ama neden bu açıklamanın illa ki “bunun bir gün rastgele beyin gürültüsü olduğunun kanıtlanması” anlamına gelmesi gerekiyor? Sinirbilimde materyalizmin temel alınmasındaki sorun işte burada başlıyor. Eldeki kanıtları olduğu gibi değerlendirmek yerine, onlara pek uymayan materyalist açıklamaların sonsuz arayışına yol açıyor.

İnsan beyninde terminal berraklık anlarında tam olarak neler olduğu hâlâ belirsizliğini koruyor. Kalp krizi sonrası canlandırma üzerine araştırmalar yürüten New York Üniversitesi Langone Tıp Merkezi’nden Dr. Sam Parnia, çok merkezli bir çalışmada kalbi duran her beş kişiden birinin berrak bir deneyim yaşadığını bildiriyor. Oksijen kaybının beyin aktivitesinde bir sıçramaya yol açtığını ve bunun da bu berraklığa neden olduğunu düşünüyor. Ancak bu deneyimleri “sadece rastgele gürültü” olarak görmüyor:

Ona göre, ölüm süreci “beyninizin normalde erişemediğiniz bölgelerine erişim sağlar.” Bilim medyasına verdiği demeçte, ortak yazarlarından biri olduğu çalışmanın “ölüm deneyimlerinin halüsinasyon, sanrı, illüzyon, rüya ya da CPR (kalp masajı) kaynaklı bilinçten farklı olduğunu” ortaya koyduğunu söylüyor.

Veda Etmek
Bazen bu berraklık bir veda şekli olur. Avustralyalı palyatif bakım doktoru Will Cairns, evinde ölmekte olan bir hastasının iki gün boyunca tepkisiz olduğunu; ancak uzaklardan gelen oğlunun varışında birdenbire uyanıp saatlerce onunla konuştuğunu anlatıyor. Ardından tekrar tepkisiz hale geliyor ve birkaç saat sonra ölüyor. Cairns şöyle soruyor:

“Kaç kez hemşireler sabah devrinde, bir gece önce palyatif bakım merkezimizde stabil durumda olan ve çoğunlukla huzur içinde uyuyan hastalarımızdan birinin aniden uzun süredir görülmeyen bir bilinç açıklığına kavuştuğunu ve ailesini çağırmak istediğini bize anlattı? Kısa bir sohbetten sonra hasta tekrar uykuya dalar ve o gece vefat eder.”

Modern palyatif bakım, geleneksel ölüm anı ifadelerine benzer sayısız hikâye sunar — ölüm anında yapılan son bir iletişim. Zihin, bedenin çökmekte olduğunu hisseder ve kısa bir süreliğine toparlanır. Elbette, bu tür berraklık anları, zihnin sadece bozulan bir beynin dağınık faaliyetlerinden ibaret olmadığını ima eder.

Paylaş:

Yazar: MuratS

Gezgin, Allah aşığı, varlık bilim genel ilgi alanı- Bilim Yazarı

İlgini Çekebilir

Yapı–İşlev İlişkisi, Ortaya Çıkış ve Özgül İndirgenemez Karmaşıklık

Stephen J. Iacoboni, ödüllü bir kanser araştırmacısıdır ve kırk yılı aşkın süredir tıbbi onkoloji alanında …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir