Kurandaki bazı çeliki iddiaları ve yanıtları

Kuranda Miras Dağıtımı;

Birçok kuran şüphelisi kuranda nisa süresi 11-12 ayetlerdeki mirasla alakalı hususa dikkat çekerler hata iddiasından ötürü… bazı sitelerde forumlarda ortaya çıkarlar ve bakın biz kuranda bir hata bulduk derler hata olduklarını iddia ettikleri şey islamiyetin daha ilk yıllarında müslümanlar tarafından biliniyor anlamı anlaşılıyor ve buna göre yorumlanıp hükmü çıkarılıyordu yani amerikayı yeniden keşfettiğini zanneden bu parlak zekaların cahilliklerinin keşfinden başka bişey olmuyor peki ne oluyor bu ayetlerde…..

Soru
“Muhterem Hocam Kur’an’da miras paylaşımıyla ilgili bir problem var; çok tartışıldığı için size sormak istedim;
“Nisa:11. “Allah size, çocuklarınız hakkında, erkeğe, kadının payının iki misli (miras vermenizi) emreder. (Çocuklar) ikiden fazla kadın iseler, ölünün bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer yalnız bir kadınsa yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, ana-babasından her birinin mirastan altıda bir hissesi vardır. Eğer çocuğu yok da ana-babası ona vâris olmuş ise, anasına üçte bir (düşer). Eğer ölenin kardeşleri varsa, anasına altıda bir (düşer. Bütün bu paylar ölenin) yapacağı vasiyetten ve borçtan sonradır. Babalarınız ve oğullarınızdan hangisinin size, fayda bakımından daha yakın olduğunu bilemezsiniz. Bunlar Allah tarafından konmuş farzlardır (paylardır). Şüphesiz Allah ilim ve hikmet sahibidir.”
“Nisa:12. “Yapacakları vasiyetten ve borçtan sonra eşlerinizin, eğer çocukları yoksa, bıraktıklarının yarısı sizindir. Çocukları varsa bıraktıklarının dörtte biri sizindir. Çocuğunuz yoksa, sizin de, yapacağınız vasiyetten ve borçtan sonra, bıraktığınızın dörtte biri onlarındır (zevcelerinizindir). Çocuğunuz varsa, bıraktığınızın sekizde biri onlarındır. Eğer bir erkek veya kadının, ana-babası ve çocukları bulunmadığı halde (kelâle şeklinde) malı mirasçılara kalırsa ve bir erkek yahut bir kız kardeşi varsa, her birine altıda bir düşer. Bundan fazla iseler üçte bire ortaktırlar. (Bu taksim) yapılacak vasiyetten ve borçtan sonra, kimse zarara uğramaksızın (yapılacak)tır. Bunlar Allah’tan size vasiyettir. Allah her şeyi hakkıyle bilendir, Halîmdir.”
“Nisa:176. “Senden fetva isterler. De ki: “Allah, babası ve çocuğu olmayan kimsenin mirası hakkındaki hükmü şöyle açıklıyor: Eğer çocuğu olmayan bir kimse ölür de onun bir kız kardeşi bulunursa, bıraktığının yarısı bunundur. Kız kardeş ölüp çocuğu olmazsa erkek kardeş de ona vâris olur. Kız kardeşler iki tane olursa (erkek kardeşlerinin) bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer erkekli kadınlı daha fazla kardeş mevcut ise erkeğin hakkı, iki kadın payı kadardır. Şaşırmamanız için Allah size açıklama yapıyor. Allah her şeyi bilmektedir. (Çocuklar) ikiden fazla kadın iseler, ölünün bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer yalnız bir kadınsa yarısı onundur.”
“Diyelim ki bir adam öldü ve geride üç kız evlat bıraktı. Mirasın 2/3’ü kızlara; ölenin çocuğu varsa, ana-babasından her birinin mirastan altıda bir hissesi vardır. Bu adamın ana babası da hayata iseler, her ikisine toplam mirasın 1/3’ü; çocuğunuz yoksa, sizin de, yapacağınız vasiyetten ve borçtan sonra, bıraktığınızın dörtte biri onlarındır (zevcelerinizindir). Çocuğunuz varsa, bıraktığınızın sekizde biri onlarındır.
Kur’ana göre adamın karılarına mirastan 1/8 düşüyor.
Şimdi rakamları toplayalım
2/3+1/3+1/8=27/24. Yani 1.125. Yani adamın 60 tane altını var diyelim. Üç kıza:40 altın, anne babaya:20 altın, karılara:7.5 altın. Toplam 67.5 altın. Yani adamın parasının 1.125 katı.
Başka bir örneği inceleyelim:
Bir adam ölür, geride anne, karılar ve iki kız kardeş kalır. Anneye 1/3, karılara ¼, kız kardeşlere 2/3 kalacak. 1/3+1/4+2/3=15/12 Yani 1.25.
60 altını olan adam: Anneye: 20 altın, karılara: 15 altın, kız kardeşlere: 40 altın. 20+15+40=75 altın gerekmekte
Bu hesaba göre miras,varislere yetmemektedir. Saygılar.
Cevap
Vefat eden bir kimsenin geriye bıraktığı mirasçıların belli kimselerden oluşması durumuna has olmak üzere –bir anlamda “istisna olarak”– ortaya çıkan bir durumdan bahsediyoruz. Payların paydadan fazla olabildiği bu istisna durumu diline dolayan bazı ard niyetli “çok bilmişler” acaba bu meselede kafaları karıştırabilir miyiz düşüncesiyle avl meselesine mal bulmuş mağribi gibi abanmaktadır.
Onlar tabii ki görevlerini yapıyor. Üzücü olan, bu tarz meselelerle her karşılaştığında karışmaya hazır bir kafa taşıyan mü’minlerin durumudur…
Mesele şu: Bilenler bilir, miras meselelerinde mirasçıların hisselerinin toplamı paydadan ya küçük veya büyük yahut paydaya eşit olur. Hisseler paydadan küçük olursa “reddiye”, büyük olursa “avliye”, paydaya eşit olursa “adile” denir.
Ashab-ı Feraiz’den olan mirasçıların hisselerine göre miras meselelerinde paydalar şu yedi sayıdan birisi olmak durumundadır: 2, 3, 4, 6, 8, 12, 24. Paydanın 2, 3, 4, 8’den oluştuğu durumlarda avliye söz konusu olmaz. Yani paydasını bu rakamlardan birisinin teşkil ettiği miras paylaşımlarında hisselerin toplamı paydadan büyük olmaz. Avliye, yalnızca paydası 6, 12 ve 24 olan meselelerde ortaya çıkar.
Bir örnekle açıklayalım: Bir kimse, biri aynı ana-babadan, diğeri ise sadece baba-bir olmak üzere iki kız kardeşi ile ana-bir iki erkek kardeşini ve annesini mirasçı bırakarak vefat etmiş olsun. Bu durumda mirasçıların alacağı hisseler şöyle olur:
Anne-baba bir kız kardeş; 3/6
Baba bir kız kardeş: 1/6
Anne bir erkek kardeşlerin her biri: 1/6 (toplam 2/6)
Anne: 1/6
Bu durumda paylar/hisseler toplamı 7 olduğu halde payda 6’dır. Mirasın adil paylaştırılabilmesi için payda değil, paylar itibara alınır. Dolayısıyla miras, paylar toplamı olan 7 rakamına bölünür.
Yani payda itibara alınacak olsaydı taksimatın yukarıdaki gibi yapılması gerekecekti. Ama yeni durumda paylar aynı kalmak şartıyla payda 7 ve taksimat şöyle olacaktır:
Anne-baba bir kız kardeş: 3/7
Baba bir kız kardeş: 1/7
Anne-baba bir erkek kardeşlerden her biri: 1/7
Anne: 1/7
Avliyeye mukabil, hisselerin toplamının paydadan küçük olması halinde “reddiye” durumu ortaya çıkar. Söz gelimi ölen bir kimsenin mirasçı olarak geride sadece karısı ve kızı varsa, karısının hissesi 8’de 1 (1/8), kızının hissesi ise 2’de 1 (1/2)’dir. Bu durumda payda 8 olacak ve her iki mirasçı da hisselerini aldıktan sonra geride 3 hisse daha kalacaktır. İşte artan bu hisselerin de hak sahiplerine verilmesine “reddiye” denir. (Reddiye meselesinde mirasçılar arasında “asabe” tabir edilen kimselerin (baba tarafından akraba olan ikinci derece mirasçıların) bulunmaması gerekir. Aksi takdirde artan kısım asabeye verileceğinden “reddiye” tahakkuk etmez.)
Avl meselesinde dikkat edilmesi gereken hususlardan birisi şudur: Payların paydadan (yani mirastan pay alacak hissedarların alacağı pay oranlarının pay edilecek miras miktarından) fazla olması durumunda payların (hisselerin) toplamı payda olarak alınır. Bu durumda hissedarların herhangi birisinin alacağı pay diğerlerinden eksik veya fazla olmayacaktır. Bir diğer deyişle bütün hissedarların alacağı pay eşit oranda azalmış olacağı için kimseye haksızlık yapılması söz konusu olmaz.
Hangi hukuk sistemini alırsak alalım, miras paylaşımında yazının başında söz konusu ettiğim üç durumdan birisi mutlaka karşımıza çıkacaktır. Zira hissedarların alacağı paylar önceden belirlenmiştir ve fakat murise (miras bırakana) hangi hissedarların mirasçı olacağını belirlemek ve taksimatı ona göre tayin etmek gibi bir şans hiçbir zaman olmaz.

http://www.darulhikme.org.tr/default.asp?sf=haber&haberid=513 yazının orjinal linki

yazının kendisini yukarıda verdim kafa karışıklığı yaşayanlar için birde ;http://www.sorularlaislamiyet.com/index.php?id=15888&s=show_qna

u Amerika’yı yeniden keşfettiğini zanneden bilgisiz inkârcıya hemen bildireyim ki, ortaya koyduğu mesele İslâm’ın ilk devrinden beri bilinmektedir; maksat anlaşılmış, çözüm oluşturulmuş, buna göre uygulama yapılmış ve hiçbir mirasçı mahrûm bırakılmamıştır. “Payların mirastan fazla geldiği” ifade ve düşüncesi bilgisiz inkârcıya aittir, doğrusu ise payların, mirastan değil, hesap gereği olarak paydalar eşitlenince paydadan fazla olabildiğidir. Böyle bir “mirasçılar tablosu” karşımıza çıktığında çözüm, paylar toplamının payda olarak alınmasından ibarettir, çok eski zamanlardan beri bilinen bu hesaplama usûlüne “avl” denmektedir. Verilen birinci örneğe göre uygulama şöyle olacaktır: Paylar toplamı 27 olduğuna göre payda da 27’ye çıkarılacak, miras 24’e değil, 27’ye bölünecek ve her bir mirasçı, Kur’ân’da belirtilen payını, 27’de 16, 4, 4, 3 olarak (bu oranlarda) alacaktır. buda ikinci linkten bir alıntı

gayet net ve uzun uzadıya entellektüel tarzda bir açıklama bir kere maksadın ne olduğu anlaşılmalıdır kuranda namaz kılın denir anahatlarıyla ne yapılması gerekildiği söylendikten sonra daha fazla detay verilmemiştir zekat ve diğer hususlar içinde geçerlidir aynı şey mirastada geçerlidir Kuranda Allah miras dağıtımında kimin kimden fazla alması gerektiğini söylemiş ana hatlarıyla oranları belirlemiş ve kısaca açıklamıştır maksat erkek-kızdan daha fazla alsın,annesi bir ama babası farklı çocukları es geçmeyin gibi vb. bu tarz spesifik durumlarda adaletsizce alınabilecek kararlara karşı önleyici bir müdahalede bulunmak bugüne kadar hayatında kuran-evrenin yaratılışı ve varlık problemi alanında kafa yormamış bir inkarcı cahilden hızlı bir saldırı görmek şaşırtmıyor bizleri cehaletlerinden ötürü ancak, müslümanların gönüllerinin kaymaya hazır görüntüsü bizi üzüyor inkarcılara tavsiyem şu olabilir ancak inanmayın aynen devam edin ama eğer eleştiri yapacaksanız

enfal süresi ve kuranda ve islamda esir ve kölelikle alakalı ahmakça iddialara karşıda şu linkteki yazıyı tavsiye ederim….. http://www.sorularlaislamiyet.com/index.php?s=article&aid=2652

Paylaş:

Yazar: MuratS

Gezgin, Allah aşığı, varlık bilim genel ilgi alanı- Bilim Yazarı

İlgini Çekebilir

Vucutlarimiz Nasil Calisir ? Tesadüf Degil 6

Serimize devam ediyoruz. Önceki yazılarda görebileceğiniz uzere yazarımız Prof. Howards Glicksman kademe kademe hücresel islem …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir