Hidroksiklorokin ilacı ile dünya çapında popüler olan Prof. Didier Raoult Darwin’in tesadüflere dayalı evrim teorisinin bir saçmalık olduğunu söylemiş. Biyografisine bakıldığında ciddi anlamda başarılı bir geçmişe sahip olduğu görülen Prof. Raoult ”Darwinin yaşam ağacı bütünüyle yanlış, O saçmalıklardan başka bir şey yazmış değil” diyerek bir üst perdeden açıkça korkmadan bunu dile getirebilmiş. Daha önce sitede yazdığım çeşitli yazılarda açıkça gösterdiğim gibi tesadüfi evrim inancı bütünüyle bir inançtır. Bu materyalist inançtan bilim diye bahsetmek dahi anlamsızdır. Bunu burada bir kez daha bu şekilde gösterebiliyor olmak bazı müphem sitelerin yada ateistlerin iddia ettiği gibi tüm bilim adamlarının evrime inanmadığını göstermesi açısından çok önemlidir. Aslında bu çarpık inanışa gerçekte inanan kişi sayısı oldukça azdır. Ancak felsefi ön kabullere sahip yönetici sınıfında meslektaşlar ve materyalist baskı nedeniyle pek çok kişi görüşlerini açıkça dile getirememektedir. Darwinin Ötesinde isimli geniş bir kitap yazmış Prof. Raoult’a açık sözlülüğü için teşekkür ederim.
Buradan tabi virüs nedeniyle büyük bir kısmı bir yaşam ve konfor korkusu ile inceleme yapmaya başlayan sevgili okurlar iinde kısa bir kaç söz aşağıya yazmak istiyorum.
Korona virüs salgını ardından yaşadıklarımız çoğu kişiyi daha önce ilgilenmediği kadar tıp terimleri, tek hücrelilerin yaşamları, dünya ekonomisi ve hatta varlık sorgulamalarına itti. Bu sorgulamalar neden daha önce olmadı sorusunun cevabı aslında insan oğlunun kendi karakterinde mevcut. İnsanoğlu alabildiğine düşüncesiz, bencil ve müsriftir.
Düşüncesizdir çünkü sahip olduğu asli nimetlerin yani, bedeni, yaşadığı gezegen, entellektüel yapısı vb. üzerinde hiç sormadan sadece yarın daha çok ne harcayabilirim, neyin keyfini daha çok çıkarabilirim sorularının kendisine ilah olmasını kabul etmiştir. İnsan tapar, her insan bir varlığa yada bir şeylere tapar. Hayatınızda neyi en çok önemsediğinizi aklınıza getirin, en çok sevdiğiniz ve uğrunda pek çok şeyi göze aldığınız şey nedir ? İşte bunun cvabı size Allaha’mı ibadet ediyorsunuz yoksa farklı herhangi bir şeyemi sorusunun cevabını verecektir. Öyle laf ile ” ama o farklı canım ” demenin hiçbir anlamı yokki bunu vicdanınızda onaylayacak. Size herşeyinizi veren bir ev sahibiniz olduğunu varsayalım. Bir gün uyandınız çok rahat bir yataktasınız, etraf sizin için temizlenmiş televizyon izlemek isteyebileceğinizi düşünen ev sahibiniz televizyon yerleştirmiş. Yanınızda çok güzel kokan çiçekler, bir sürahi su, cep telefonunuz, şarj aleti vb. Odanın penceresi ve perdeler insan ruhuna uygun bir şekilde döşenmiş ve yer yer çok temiz. Banyoya gidiyorsunuz sizin için bir diş fırçası, diş macunu, çok güzel bir defne sabunu ve sıcak bir duşun hazırlandığını görüyorsunuz. Burdan çıkıp mutfağa gidiyorsunuz ve ekmeklerin sizin için kızartıldığını, zeytin çeşitleri, peynir çeşitleri, taze sıkılmış meyve suları, zeytin yağı, ve bilumum kahvaltı çeşitleri buluyorsunuz. Evin önüne çıktığınızda ise hazır bir araba sizi bekliyor.
Yukarıda anlatılan hiçbir şey için herhangi bir çaba göstermediniz ve hatta ödemede yapmadınız. Bu uyandığınız evde herşey sizin için hazırlanmıştı. Ancak siz bunların neden sizin için hazırlandığını, hazırlayan kişinin kim olduğunu ve neden bunları yaptığını pek de sorgulamadınız. Hemen kasabaya gidip para kazandıracak bir faaliyet bulmak istediniz.
İnsan uyandığı bu kasabanın neresi olduğunu, bunlara nasıl sahip olduğunu, neden kendisine bunların verildiğini sorgulamazmı ? Elbetteki bu hayali hikayemizde ki adamın bizdeki en önemli özelliği an itibariyle ahmaklığıdır. Çünkü her an evden atılabilir ancak evin sahibinin kim olduğu hala çok da umrunda değildir. Her an yarı yolda kalabilir ancak bu kasabaya nasıl ve niçin geldiğini hala sorgulamamaktadır.
Kasaba dünyamız, ev ise olağan yaşam ortamımız. Bahsi geçen kıyaslama Yüce Allah’ın kullarına verdiği hediyelerin yanında önemsiz bile sayılamayacak bir zavallılığa sahiptir ancak bir miktar meselenin anlaşılabilmesi için böyle bir örnek vermeyi uygun gördüm.
İnsan virüs salgını ile bu düşüncesizliğinin kısmen farkına varmıştır. Bunun farkına özellikle meselenin ilk aylarında varanlar ilerleyen aylarda kısmi bir rahatlama görünce yine eski hallerine dönmeye başlamıştırlar. Bu anlamda insan vaktini sadece hırsları için geçirmekle bencil ve vaktini boşa harcamakla müsriftirde.
Allah kullarının bu durumunu Asr Süresinde şöyle bildirmektedir;
1,2. Andolsun zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir.
3. Ancak, iman edip de sâlih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler, birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka (Onlar ziyanda değillerdir).