Sürekliliği Olmayan Fosil Kayıtları Darwinci Evrimi Çürütüyor

Site yazarı Önsöz;

 

Bu makale https://www.amazon.com/Comprehensive-Guide-Science-Faith-Exploring/dp/0736977147 adresinden detaylarını görebileceğiniz kitaptan alınmıştır. Makalenin yazarı Günter Bechly[1] saygın bir paleontologdur ve aktif olarak fosiller ile çalışmaktadır. Ateistik yada hali hazırda kabul edilen evrimci görüş fosil kayıtlarının ve türlerinin birbirinden ayrılmasının oldukça uzun zaman aldığını ve çok çok yavaş değişimler ile gerçekleştiğini iddia etmektedir. Ancak fosil kayıtları bunun tersini gösteriyor. O halde fosil kayıtları ne tür çıkarımları desteklemektedir…

 

Sürekliliği Olmayan Fosil Kayıtları Darwinci Evrimi Çürütüyor

 

Her teori keskin tahminlerde bulunur. Darwinci evrimde ise bu oldukça yavaş ve birbirini takip eden değişimler yoluyla evrimdir, yani zaman içerisinde büyük zıplamalar değil ama oldukça büyük bir zamanı kaplayan oldukça yavaş hareketler ile değişimler. Darwinin kendisinin de böyle oldukça yavaş ilerleyen bir evrimi savunmasının ana nedeni organizmalardaki ani değişiklikler yoluyla gerçekleşecek bir evrimin mucizevi aksiyonlara ihtiyaç duymasıdır. Bununla birlikte  başyapıt eseri olan türlerin kökeni kitabında en az 6 kere bunu vurgulamıştır ” Doğa sıçramalar yapmaz”.

 

Eğer Oldukça Yavaş İlerleyen Evrim Yanlış İse

 

Bu iddia (Oldukça yavaş ilerleyen evrim, Darwinizm) Darwinistler tarafından bugün dahi kullanılmaktadır. Kötü bir şöhrete sahip olan Darwinizm borazanı ateist Richard Dawkins bunların en iyi bilinenlerindendir 2009 yılında  çıkardığı ve çok satanlar listesine giren kitabında ” Yeryüzündeki En Etkileyici Şölen” (Greatest Show on Earth) şu oldukça dikkat çekici yorumunu yapmıştır; ”Evrimin tedrici bir şekilde ilerleyip ilerlemediği hususu kanıta gerektiren bir durum değildir, eğer makul bir açıklama olsun istiyorsak bu zaten böyle olmak zorundadır” Bu açıkça tedrici, oldukça yavaş ilerleyen evrim sürecinin ve onun getirdiği çeşitliliği doğal yollardan açıklamak istiyorsak  Darwinizm için sadece bir opsiyon değil ancak vazgeçilmesi mümkün olmayan, olmazsa olmaz bir özelliğidir. Yani eğer tedrici evrim süreci yoksa darwinism çürütülmüştür demektir.

 

Ancak Darwinizmin tahminlerinin aksine fosil kayıtları ise kesinlikle tedrici görünümü onaylamamakta ve aksine bunun karşısında durmaktadır. Darwin’de bu durumun farkında idi ve bunu açılamak için fosil kayıtlarının ve ellerindeki örneklerin yeterli olmadığını söylemekteydi. Meşhur paleontolog Phillip Gingerich[2] sinirli bir şekilde bu duruma dair dikkat çekici bir cümle kurmuştu; ” Kanıtların yokluğu, kanıtların yokluğudur, yoklukların kanıtı değil.[3]

 

Fosil bilim geçmişimize ışık tutabilecek yegane bilim dalıdır ve bu bilim dalı açıkça yaratılışı göstermektedir. Bir seri halinde yazdığım yaşamın gerçek tarihi yazı dizisini okumanızı tavsiye ederim. Serinin ilk yazısına şuradan  ulaşabilirsiniz.

Yoksa onlar, hiçbir şey olmaksızın mı yaratıldılar? Yoksa yaratıcılar kendileri mi? Tur 35

 

 

Plajda Yürümek

 

Fosil kayıtlarının yetersizliği üzerinden Darwinismi savunmak artık geçerli bir seçenek değil. Akıllı tasarım teoristi ve bilim filozofu Paul Nelson[4] kuvvetli bir şekilde bunun neden mümkün olmadığını açıklamıştır;

 

” Plajda deniz kabukluları ve benzerlerini toplamak gibi bir hobi edindiğinizi varsayın. Hergün sahil boyunca yürüyorsunuz ve gel gitler ile sahile ne vurduysa topluyorsunuz. Başlangıç günlerinde bu size hergün yeni bir keşif yaşatacaktır, yeni salyangoz biçimleri, değişik görüntülü midyeler, değişik deniz yıldızları ve deniz kaktüsleri vb. Ancak bir süre sonra artık herşey sıradanlaşmaya başlayacak çünkü her gün aynı şeyi bulmaya başlayacaksınız. ( Kıyıda bir balina yada kapalı bir şişede mesaj gibi şeyler bulmadığınız sürece). Yeterince aynı tekrar maruz kaldığınızda artık bununla alakalı bir karara yani bulunabilecek herşeyi bulduğunuza, hiçbir şeyi kaçırmadığınıza dair bir karara ulaşmış olacaksınız.

 

Aynı yaklaşım fosil bilimciler (Paleontologlar) tarafından fosil kayıtlarının yeterliliği içinde  kullanılmaktadır; Buna Toplayıcının eğrisi[5] adı verilmiştir. Pek çok fosil grubunda artık biz bu kanıt doygunluğuna ulaşmış bulunmaktayız, yani elimizde ki kanıtlar hayatın geçmişi ile alakalı yeterli görüntüyü vermektedir. Bunu neden bildiğimize dair başka bir sebep ise; Eğer fosil kayıtlarındaki boşluklar yani sürekliliği olmayan değişimler sadece kendi keşiflerimizin eksikliği sebebiyle oluşmaktaysa fosil kayıtları hususunda ciddi, çözülememiş sorunlar olması gerekirdi ancak elimizde bunun tam aksi bir durum mevcuttur. Daha fazlası olarak şunu biliyoruz, bu tarz problemler çok daha şiddetli bir şekilde meydana gelmeye başlamıştır. Darwinin problemi küçülmemiş ancak çok daha büyümüştür, eğer kendisi hayatta olsaydı kanıtın kendisini  muhtemelen desteklemediğini kabul edecekti, çünkü takipçilerine nazaran Darwin çok daha ihtiyatlı idi.

 

Uygun Bir Zaman Ölçeği

Tabiki yeryüzündeki değişimlerin ani yada ani olmayan bir şekilde gerçekleştiğine dair bir zaman ölçeği hususunda düşünmeliyiz. İnsan tarihi konusunda bir olayın meydana gelmesinin pek çok yıllar aldığı konusunda pek konuşmak istemeyiz. Ama biyolojik ve jeolojik dönemler söz konusu olduğunda yeni bir grup organizma, yeni bir vücut ile 5-10 milyon yıl arası bir zamanda ortaya çıkabilmektedir. Neden böyle olmaktadır ? Çünkü omurgalı yada omurgasız türlerin ortalama olarak yeryüzünde boy göstermeleri 2,5 ila 10 milyon yıl arasıdır.

 

Bu şu anlama gelmektedir; bir türün başka bir türe dönüşebilmesi için 5 ila 10 milyon yıl gerekmektedir. Bu Darwinci evrim için inanılmaz derecede düşük bir zaman dilimidir.

 

 

[1] https://www.bechly.at/ Alman bir paleontolog olan Gunther Bechly kendi biyografisinde tesadüfi süreçler ile ilerleyen evrim sürecinin bilimsel olarak kabul edilemeyeceğini söylemektedir.

[2] Ünlü paleontolog Phillip Gingerich için bir biyografi https://en.wikipedia.org/wiki/Philip_D._Gingerich

[3] Yoklukların kanıtı argümanı Darwinistler tarafından yaratılışı savunan bilim adamlarına karşı adeta bel altı bir saldırıdır. Darwinistlere göre bilimin henüz ulaşamadığı alanlarda yada yetersiz olduğu alanlarda yaratılışı savunan bilim adamları bu boşluğu kullanarak argüman üretmektedirler. Ancak bu sadece bel altı bir saldırıdır, çünkü bu yazıdada görülebileceği üzere elimizdeki kanıtlar oldukça yeterlidir, kanıta bakarak ve bunun yeterli olduğu görülerek Darwinismin çöktüğü konuşulmaktadır.

[4] https://www.discovery.org/p/nelson/

[5] Toplayıcının eğrisi terimi ile ilgili daha fazla bilgi için https://terrestrialecosystems.com/species-accumulation-curves/

Paylaş:

Yazar: MuratS

Gezgin, Allah aşığı, varlık bilim genel ilgi alanı- Bilim Yazarı

İlgini Çekebilir

Vücutlarımız Nasil Çalisir- Tesadüf Degil 5

  Yazarımız Prof. Howard Glick Önceki yazılarda hücrenin işleyişi ile alakalı insanin aklinin alamayacagi harikulade …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir