Göç Eden Kuşlar ve Yön Bulma Kabiliyetleri Yüce Allah’ın Yaratışını Göstermektedir.

 

 

Yaratılışın moleküler kanıtlarından biraz da gözle gözlemleyebildiğimiz kanıtlarına göz atalım. Güzel sesleri, naif görüntüleri ile yeryüzünü insan için çok daha güzel hale getiren kuşları ve onların varlıklarında bir içgüdü olarak yerleştirilmiş özelliklerinin bazılarından bahsedeceğim. Öyle ki yazının sonunda kuşların göç edebilme yeteneğinin Allah’ın onlara verdiği iç güdü sayesinde gerçekleştirilebildiğini, aksini düşünmenin mantıksız olduğunu görebileceksiniz. Aslında tüm canlılarda benzer iç güdüler bulunmaktadır ve iç güdülerin genetik bir kökeninin olmaması tesadüflere tapan ve toplumlara da bilimsellik kisvesiyle bunu ihale etmeye çalışan materyalistler için yıkıcı bir yaratılış kanıtıdır.

Kuşların Göç Yetenekleri- Tasarlanmış, Kodlanmış Bir Yetenek

 

Kuşların ve aslında bütün canlıların göç etmesini sağlayan nedenler mevcuttur. Bu etkenleri adeta bir lambanın düğmeleri gibi düşünebilirsiniz. Yada otomatik olarak çalışan bir aydınlatma sistemi, bir nesne yada cisim hissedene kadar çalışmazlar ancak herhangi bir şey algıladıklarında  hemen çalışmaya başlarlar.  Kuşlarda da aynı mantık geçerlidir.  Bu nedenlerden biri, günlerin uzayıp kısalmasıdır. Günlerin uzaması ve kısalmasında yaşanan değişiklikler kuşların hormonal sistemini değiştirir,[1] bu durum bir sinyal olarak algılanır.

Bilim adamlarının çalışmaları günlerin uzayıp kısalmasının alınan ışık oranını değiştirdiğini bununda kuşların davranışlarını değiştirdiğini keşfetmişlerdir. Işık  beyindeki açlık ve tokluğu kontrol eden sinir merkezi olan hipotalamusu (Vücudun hormonal merkezi olarak yorumlayabiliriz, bir badem büyüklüğündedir ancak başlı başına bir yazı konusudur.)  uyarır. Bu bir etki tepkiye neden olur ve eş zamanlı olarak beyinde farklı bölgeler de uyarılır. Bu uyarılar aslında hormonal sisteme adeta açılın kapanın uyarıları gibidir, bu sayede kuşların bedenlerinde hormonal değişiklikler gözlenir. Cinsellik hormonları artar, böbrek üstü bezleri daha yoğun çalışır vb.  Bu hormonal değişiklikler kuşlarda aşırı iştah artışına neden olur. Bu şekilde daha yüksek yoğunluklu beslenip  göç için gerekli olan yağ depolarını oluştururlar. Burada durmak gereklidir, kuşlar yada insan hariç hiçbir canlı uzun göç için nasıl bir hazırlık yapması gerektiğini bilmez, buna dair bir eğitim de almamışlardır. Hormonal durumlarını  Göç döneminde yılın diğer zamanlarına göre %40, %45   fazla beslenirler. Yoğun beslenme sonucu edindikleri yağlar, derinin altında, uçuş kaslarında ve karın boşluğunda depolanır. Göç edilmeyen dönemlerde kuşun vücut ağırlığının %35’ini yağ oluştururken, göç dönemlerinde kısa ve orta mesafeli uçan göçmenlerde %15’ini, uzun mesafeli göçmenlerde ise %30-50’sini kaplar. Bu yağ depoları hem uçuş kaslarına destek olur hem de minimum efor ve enerji kaybıyla uzun süreli uçuşlara olanak sağlar.

Kuşların göçe başlama zamanları da oldukça önemlidir. Yanlış zamanlamanın sonuçları ölümcül olabilir. Eğer kuş biraz erken başlarsa yolculuğa göç edeceği yerde ki gıda ve iklim imkanları yoğun seyahat sonucu yorgun düşen kuş sürüsüne yeterli gelmeyebilir yada kuş biraz daha geç çıkarsa bu kez de farklı canlı toplulukları tarafından göçe başlamadan önce saldırıya uğrayabilir yada gittikleri son durak ta beslenme imkanları yetersizleşebilir. Ancak hiçbir zaman böyle olmaz, kuşlar hep tam zamanında seyahate başlarlar ve tam zamanında bitirirler.

 

 

Kuşların tüm bu mekanizmalara doğuştan itibaren sahip oluşları, bu mekanizmaların mükemmel çalışması, göç için gerekli hazırlıkları yapabilmeleri, göç sırasında yönlerini bulmalarını sağlayan mekanizmaların kümülatif toplamıyla da birleşince, ortada çok ince planlanmış, yaratılmış bir sistem olduğu açığa çıkmaktadır. Bildiğiniz üzere evrim teorisi canlıların bedenlerine isabet eden ve tesadüfen oluşan mutasyonların canlılardaki bu müthiş yaratılışı ortaya çıkardığını iddia etmektedir. Böylesine hassas bir sistemin, kuşların genlerine isabet eden rastlantısal mutasyonlarla ortaya çıkmış olabileceğine inanmak ise saçmadır. Kuşların doğuştan itibaren sahip olduğu göç sistemi üstün bir Yaratıcı’nın varlığına işaret etmekte, yani bu canlıları Allah’ın yarattığını göstermektedir.

 

Kuşlar yön tayininin yanı sıra sanki bir uygulama kullanıyormuşcasına navigasyon yeteneğine de sahiptirler. Navigasyon gündelik hayatımızda araçlarımız da sıklıkla kullandığımız bir sistem olduğu için detaylarına eğilmeyeceğim. Kuşların navigasyon yani yön bulma yetenekleri o kadar ileri düzeydedir ki pek çok bilim adamı kuşların bu özelliğinin daha detaylı incelenmesi için çalışmalar yapmaktadır.  Bunlardan birinde puffinus puffinus Galler sahillerindeki evlerinden alınıp okyanusun 5000 km ilerisinde Boston’da bırakılmışlar, kuşlar 12 gün sonra evlerine dönmüşlerdir.[2]   Bu yön bulma becerisinin tüm detayları bilinmese de ortada görünen yetenek takdire şayandır ancak unutmamak gerekir ki takdir edilecek olan şuursuz, kendini geliştirme yeteneği yada eğitimsel medeniyetleri bulunmayan kuşlar değiş onları yaratan Yüce Allah’tır.

Kuşlar asli olarak kıyılar, akarsular, dağlar gibi yüzey şekillerini birer işaret olarak kullanıyor olabilirler. Bunların yanı sıra çeşitli deneylerde güneş’ten ve yıldızlardan yararlandıklarına dair belli kanıtlar vardır. Kuşların yön bulma kabiliyetlerinin ne derece gelişmiş olduğunu anlayabilmek  açısından, Sibirya uzun bacaklısı- Ak Turna[3]  isimli kuş türünü kısaca ele almak faydalı olacaktır.

Bu cins kuşlar  ilkbaharın gelişiyle birlikte  kışı geçirdikleri Batı Afrika’dan yaşam alanları olan Sibirya’ya doğru yola çıkarlar. Doğu Atlantik kıyıları yani Avrupa ülkelerinin batı sahilleri  boyunca tam 5000  kilometrelik mesafeyi durmaksızın geçer ve  Danimarka’daki Wadden Denizi’ne ulaşırlar. Burada küçük bir mola verdikten sonra havalanır ve hiç durmaksızın, Sibirya’ya uçarlar.

Bu kuşlar  pusulayla donanmış bir pilottan çok daha başarılı bir şekilde, hiç görmedikleri bir kente en kısa yolu bulmaktadırlar. Haklarında pek çok araştırma yapılan ak turnaların bunu başarması “güneş pusulası” sayesinde gerçekleşmektedir. Bilim adamlarının gözlemlerine  göre kuşlar bu düzenlemede Güneş’in gökyüzünde sürekli değişen konumundan yararlanmakta ve üst üste  aştıkları meridyenlerden kaynaklanan sapmayı Güneş’in konumuna göre gidermektedirler. Bu kompleks navigasyon-yön bulma  yeteneği sayesinde, kullanılan enerji ve yolculuğun riskleri minimum seviyeye indirilebilmektedir. Kuşların güneş pusulasını izleyerek tespit ettikleri en kısa yolu bulmak, bizler için ancak karmaşık matematik denklemleri çözerek mümkün olmaktadır:

Bu karmaşık matematiksel formüller insan nüfusunun çoğu için eğitim alsalar dahi anlaşılmazdır. Ancak Sibirya uzun bacaklısı olarak bilinen ak turna kuşları bu hesaplar sonucu çıkan rotayı belirleyebildikleri için hatasız olarak uçabilmektedir.

Bir kuşun böylesine karmaşık hesapları kapsayan bir rota ile uçması, kuşkusuz ki tesadüfi etkiler yani mustasyonlar sonucu genlerine programlanmış olamaz. Burada son derecede kompleks bir bilgi mevcuttur ve bu bilginin varlığı bizlere rastlantıların değil, yaratılışın olduğunu göstermektedir. Elinizde hiçbir yön bulma aygıtının olmadığını ve hiçbir coğrafi bilginiz olmadığını düşünelim ayrıca yaşadığınız kenti Afyon olarak belirlemiş olalım. Bir sabah uyanıyorsunuz ve Afyon yerine Manisa’da uyanıyorsunuz. Yönünüzü nasıl bulurdunuz, size verilen hiçbir eğitimin olmadığı durumlarda yapacak hiçbir şeyiniz de olmazdı. Velev ki oldukça profesyonel bir eğitim almış olun. Aldığınız eğitimi pratiğe dökme zamanı geldiğinde onu teorik olarak öğrendiğiniz anlardaki uygulama kabiliyetine sahip olabilirmiydiniz. Pek çoğumuz komando eğitimi alsak bile yinede yön bulma konusunda sınıfta kalacaktır ancak hiçbir eğitim almayan kuşların daha doğar doğmaz bu özelliklere sahip olması tesadüfi süreçlerin etkisiyle açıklanabilir mi ? Vicdanı körelmemiş insanlar için yaratılışa ne kadar güzel bir örnek. Kuşların yön bulma kabiliyetleri Yüce Allahın kendi varlığının izlerini takip edenlere gösterme faaliyetidir.

 

 

  1. ayet:Bakmıyorlar mı o deveye; nasıl yaratıldı?
  2. ayet:Göğe, nasıl yükseltildi?
  3. ayet:Dağlara; nasıl oturtulup-kuruldu?
  4. ayet:Yere; nasıl yayılıp-döşendi?
  5. ayet:Artık sen, öğüt verip-hatırlat. Sen, yalnızca bir öğüt verici-bir hatırlatıcısın.
  6. ayet:Onlara ‘zor ve baskı’ kullanacak değilsin.
  7. ayet:Ancak kim yüz çevirir ve inkar ederse
  8. ayet:Allah, onu en büyük azap ile azaplandırır.
  9. ayet:Şüphesiz onların dönüşleri Bizedir.
  10. ayet:Sonra onları hesaba çekmek de elbette Bize aittir.

[1] https://www.globalcitizen.org/en/content/bird-migration-wrecked-by-climate-change/ Erişim tarihi; 11/04/2020

[2] İnternette daha önce görülen kaynak sitenin adresine ulaşmadığım için kaynak ekleyemedim. En kısa zamanda farklı bir kaynaktan teyit için link ekleyeceğim.

[3] Turnalar ile alakalı daha fazla yüzeysel bilgi için bkz. https://d2hawiim0tjbd8.cloudfront.net/downloads/turna_ogretmen_kitapcigi_10_12yas.pdf Erişim tarihi; 11/04/2020

Paylaş:

Yazar: MuratS

Gezgin, Allah aşığı, varlık bilim genel ilgi alanı- Bilim Yazarı

İlgini Çekebilir

Vucutlarimiz Nasil Calisir ? Tesadüf Degil 6

Serimize devam ediyoruz. Önceki yazılarda görebileceğiniz uzere yazarımız Prof. Howards Glicksman kademe kademe hücresel islem …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir